| Annen iyi bir Katolik'ti falan tamam ama benim gitme zamanım gelince beni ateşe at sonra da balıklara yem et gitsin. | Open Subtitles | كانت أمك الكاثوليكية جيد وكل شيء، ولكن عندما يتعلق الأمر وقتي للذهاب، و مجرد رمي لي على النار وإطعام لي أن السمك. |
| Uçan balıklara bakıyordun. Ya sonra? | Open Subtitles | إذن ، كنت تنظرين لأسفل لمشاهدة السمك الطائر ، ثم ماذا ؟ |
| Bir zamanlar, kendimi feci bir şekilde tropikal balıklara kaptırmıştım. | Open Subtitles | في يوم من الأيام وقعت وبشدة في حب الأسماك المدارية |
| Şişmiş birer ceset olmalarındansa balıklara yem olmaları daha iyidir. | Open Subtitles | أفضل أنْ تتغذى عليها الأسماك من أنْ تصبح جثث منتفخة |
| Az önce insan yiyen balıklara yedirdiğin adam çok teşekkürler. | Open Subtitles | الرجُل الذي أطعمته للسمك الآكل للحوم البشر، شكراً جزيلاً لك |
| Eğer böyle bir ölüm bizde olsaydı... katili bir kazığa bağlar, vücudunu balıklara yem ederdik. | Open Subtitles | لو حدثت الوفاة عندنا .. سنربط القاتل على وتد و سنجعل جسده طعاماً للأسماك. |
| Çünkü kan, kemik ve tüy gibi tavuğun yan ürünleri öğütülüp balıklara yem olarak veriliyor. | TED | لأن مشتقات الدجاج الريش ،الدم والعظام تغذى بها الاسماك. |
| Bu balıklara ve diğer vahşi yaşama bakıldığında bir batık, bir resif kadar iyi bir yuva olabiliyor. | Open Subtitles | بقدر ما لهذه السمكة والحياة البريَّةِ الأخرى الذي وَجدَ هنا هو مَعْني , الحطام يصنع بيت جيد كأيّ شعبة مرجانية. |
| Tüm balıklara birlikte aşağı yüzmelerini söylemeliyiz. - Dışarı çık. | Open Subtitles | علينا ان نخبر السمك ان يعوموا جميعا الى الاسفل |
| Tıpkı balıkların resifleri koruduğu gibi mercanlar da balıklara evler ve saklanacak yerler sunar; | Open Subtitles | كما السمك يحمي الشعبة المرجانية المرجان يعرض البيوت والمخابيء للسمك |
| balıklara yeni yem vermiştim. | Open Subtitles | لقد إنتهيت من إطعام السمك وبدأت أقوم بجولاتي |
| Yakaladıkları balıklara dikkat eden okyanusun zenginliklere önem veren balıkçılar gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت صياد السمك اللذي يحدد بعناية ما يجب أن يصطاد ويهتم بغنى البحار والمحيطات |
| Dünyada yaklaşık 1 milyar insan hayvanlardan alınan ana protein kaynağı olarak balıklara bağımlı. | TED | وتقريباً مليار شخص حول العالم يعتمد على الأسماك كمصدر رئيسي للبروتين الحيواني. |
| 2. Dünya Savaşı'nda mükemmelleştirdiğimiz tüm teknoloji -- su altı radarı, hafif polimerler -- tüm bunlar yeniden balıklara doğrultulmuştu. | TED | كل التكنولوجيات التي أوجدناها اثناء الحرب العالمية الثانية السونار، البوليمرات خفيفة الوزن كل هذه الأشياء تم إعادة توجيهها نحو الأسماك. |
| Japonlar, bazı balıklara saygı gösterdiği için balıkçılar, o balıkların baskısını alıp ardından serbest bıraktılar. | TED | منذ أن عظّم اليابانيين أسماك معينة، قام الصيادون بفرك الأسماك ثم إطلاقها. |
| Çünkü senin gibi güzel görünümlü balıklara karşı zaafım var, Cordelia. | Open Subtitles | انا عندى مكان جميل لمقابلة الأسماك الجميلة مثلك |
| dokunduğu her şeyi bozar. Buradaki balıklara neler olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | ،إنه يفسد كل ما يلامسه أتعلمين ما الذي حدث للسمك الذي يعيش هنا؟ |
| Şu an ikinizde öylesiniz, sandalyelere bağlı, balıklara yem olmak üzere. | Open Subtitles | و لكن مع هذا، كلاكما مقيدان إلى كرسي وعلى وشك أن تصبحا وجبة للأسماك |
| Çünkü kaybetmiş olsaydın seni okyanusun ortasına götürüp balıklara yem yapardım. | Open Subtitles | لأنك إذا كنت قد فقدته، كنت قد أخذتك إلى وسط المحيط و جعلتك طعاماُ للأسماك. |
| Normal balıklara göre, daha hızlı hareket ediyorlar. | Open Subtitles | إنها تتجرك بسرعة اكبر مما تفعله الاسماك العادية |
| Erken kalkıp balıklara yem vermeyi unutma | Open Subtitles | يمكن انت تطيل النوم ولكن لاتنسى إطعام السمكة |
| Şu balıklara bakın. | Open Subtitles | انظر لهذه التماسيح. |
| Tropik balıklara ne dersiniz? Biliyorum. | Open Subtitles | ماذا عَنْ سمكَ إستوائيَ؟ |
| - Şu güzel balıklara bak! | Open Subtitles | - انظر لتلك السمكات الجميلات |
| Artık yerel üniversitede, ...balıklara lisans seviyesinde hakim olmayan kimseye anlatmakta zorluk çektiği bir işte çalışıyor. | Open Subtitles | الآن، هو يعمل في الجامعة المحلية يقوم بمهمة يجد صعوبة في شرحها لآي شخص بدون مستوى عال من المعرفة بالأسماك |