| Beyler bu, baldızım Connie Marshall'ın kız kardeşi. | Open Subtitles | ايها السادة هذه نسيبتي كوني شقيقة مارشال |
| baldızım dış görünüşümü düzeltmişti. Sandım ki... | Open Subtitles | أجرت نسيبتي بعض التعديلات عليّ |
| Gelecekteki baldızım ile kavga etmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أرغب بالتشاجر مع نسيبتي المستقبلية. |
| Adım Karl Matuschka. baldızım burada asansör görevlisi olarak çalışıyor. Fran Kubelik. | Open Subtitles | أنا (كارل ماتوشكا)، كنّتي تدير إحدى المصاعد، (فران كوبيليك) |
| baldızım da öyle yapmıştı. | Open Subtitles | كنّتي إستعملتْها. |
| Eğer baldızım olmasaydın, kesinlikle seni isterdim. | Open Subtitles | لو لم أكن أعرف أنك أخت زوجتي لراودتني الأفكار عنك |
| Hatta baldızım benden bir çok kez ıslık çalmayı kesmemi istedi. | TED | أخت زوجتي طلبت مني بضع مرات ، "من فضلك توقف عن الصفير". |
| baldızım Maria. Aile için ne derler bilir misin? | Open Subtitles | تلك (ماريا)، نسيبتي أتعرف ما يقولونه عن العائلة؟ |
| Ama baldızım olmandan mutluluk duyuyorum. | Open Subtitles | يُسعدني أن تكوني نسيبتي |
| Benim gelecekteki baldızım. | Open Subtitles | إنها, نسيبتي المستقبلية |
| Aslında baldızım Maria şu an boşta. | Open Subtitles | ،في الواقع نسيبتي (ماريا) مُتاحة |
| baldızım Angela'nın oğlu. | Open Subtitles | "هـذا إبن أخي هنا "فرانكي ماكــورت إبـن "آنجــيلا شــيهان" أخت زوجتي |
| baldızım da Huntington hastası. | Open Subtitles | أخت زوجتي تعاني من مرض هنتنغتون |