"bana gönderdiğin" - Translation from Turkish to Arabic

• ارسلتها لي
• أرسلت لي
• أرسلته لي
• أرسلتها لي
• أرسلتيه لى
• التي أرسلتيها لي
• التي أعطيتنيها

- Hayır, yapman gereken şey bana gönderdiğin komik yazıyı okumaktı.
هو قراءة تلك القصة المضحكة جداً التي ارسلتها لي

Evet, yapman gereken şey bana gönderdiğin komik yazıyı okumaktı.
لا، ما كان يجب عليكِ فعله هو قراءة تلك القصة المضحكة التي ارسلتها لي

Ayrıca bana gönderdiğin şey hakkında bir şeyler buldum.
وقد حصلت على معلومات من الشيء الذي أرسلت لي

Yakından tanıdığım tek parçan bana gönderdiğin beyin MR'ın.
عندما عاينت صورو الرنين المغناطيسي الذي أرسلته لي عندها قلت

Bak, odamdan toplayıp bana gönderdiğin tüm o eşyaları ne yaptım bil bakalım?
اسمع، حصلت على كلّ الأشياء . التى أرسلتها لي من غرفتي خمن ماذا؟

bana gönderdiğin her şeyi sakladım.
لقد احتفظ بكل ما أرسلتيه لى

bana gönderdiğin resim ile ilgili araştırma yaptım.
لقد قمت ببعض البحث علي الرسومات التي أرسلتيها لي

Lyla, bana gönderdiğin taslaklara bakıyordum.
({\pos(190,220)}.ليلى )، درست المخططات التي أعطيتنيها

Peki bana gönderdiğin bütün o kartpostallar, kazandığın bütün o kupalar...
اذا كل تلك البطاقات التي ارسلتها لي كل تلك الجوائز التي فزت بها

Dürüstçe söylüyorum ki, bana gönderdiğin fotoğraflarda dişleksin.
كي اكون صريحا معك ، الصور التي ارسلتها لي هي تافهة

bana gönderdiğin alıntıları okudum ve çok güzel yazmışsın.
اذا , لقد قمت بقراءة الاقتباسات التي ارسلتها لي ...وانت قمت بكتابتهم بطريقه جيده

bana gönderdiğin sepet gibi.
مثل الزهور التي ارسلتها لي

bana gönderdiğin not çok hoştu.
لقد أرسلت لي ملاحظة رائعة أُغريت جدا

Evet, bana gönderdiğin linki aldım.
نعم، أنا حصلت على الرابط أرسلت لي.

bana gönderdiğin çalışmaya bakıyordum.
"أنا أنظر إلى الجدول الذي أرسلته لي"

"bana gönderdiğin kasetin tadını çıkarıyorum...
أنني أستمتع بالشريط الذي أرسلته لي !

bana gönderdiğin taş için teşekkür etmek istedim.
أردت أن أشكرك على تلك الصخرة التي أرسلتها لي

Şu bana gönderdiğin dalga büyüklükleriyle ilgili grafikler.
اخبرني بشيء, تلك الصور التي أرسلتها لي لقياسات المد العالي

Hiç olmamış gibiydi. bana gönderdiğin her şeyi sakladım.
لقد احتفظ بكل ما أرسلتيه لى

- bana gönderdiğin yüzlerden birisi dikkat çekici.
واحد من الأوجه التي أرسلتيها لي مثيرٌ للإهتمام

Lyla, bana gönderdiğin taslaklara bakıyordum.
(ليلى)، درست المخططات التي أعطيتنيها.