| Şimdi, bu adam dün bana geldi. - Size siyah bir at satmış. | Open Subtitles | هذا الرجل أتى إليّ بالأمس، وقال أنه باع عليكم حصاناً أسوداً |
| Richard bana geldi ve kötü görünüyordu. | TED | أتى إلي ريتشارد، وكان في حالة يرثى لها. |
| Vardiyası için gelmişti. Doğruca bana geldi. | Open Subtitles | لقد أتت للتو لمناوبتها,لقد أتت إلي و تركتها ترحل بعد تحقيقي معها |
| Bir ay önce bana geldi. Başında ciddi ağrılar olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد جاء إليّ قبل شهر، يشكو من صداع شديد. |
| Neyse bir gün Larry bana geldi. | Open Subtitles | على أية حال، في أحدى الأيام لاري جاء إلي. |
| O bana geldi. Acınacak haldeydi. Vampir arıyordu. | Open Subtitles | إنها أتت إليّ , و هي مُثيرة للشفقة تبحث عن مصاص الدماء. |
| - Ajan Doggett Ajan Scully bölümünün amiri olarak bana geldi ve ücretsiz izin kullanmak istediğini bildirdi. | Open Subtitles | الوكيل دوجيت كمدير مساعد في تهمة مهمتك الوكيل سكولي جاء لي وطلب أخذ إجازة من الغياب. |
| Adebisi bana geldi ve Wangler'ın | Open Subtitles | أتاني أديبيسي و طَلَبَ أنَ وانغلَر، الشاعِر و بيرس |
| Onu öldürüyorsunuz! O bana geldi! | Open Subtitles | إنكم تقتلونه , لقد أتى إليّ أنا |
| Uçmaktan korktuğu için bana geldi. | Open Subtitles | أتى إليّ لأنه كان خائفاً من الطيران |
| Vaughn bana geldi, eğer onun için bir iş yaparsam soruşturmanın kapanmasını sağlayabileceğini söyledi. | Open Subtitles | فون أتى إلي ، وأخبرني أنه يستطيع أن ينهي جميع الإستجوابات إذا قمت بعمل من أجله |
| Vaughn bana geldi, eğer onun için bir iş yaparsam soruşturmanın kapanmasını sağlayabileceğini söyledi. | Open Subtitles | فون أتى إلي ، وأخبرني أنه يستطيع أن ينهي جميع الإستجوابات إذا قمت بعمل من أجله |
| Ve işte bana geldi ve partiden sonra ne yapacağımı sordu. | Open Subtitles | وتعلم, أتت إلي, وسألتني ماذا سأفعل لاحقاً |
| Karınız bunun hakkında bana geldi | Open Subtitles | زوجتكَ أتت إلي من اجل هذا الموضوع |
| Şimdi, Teğmen bana geldi ve olay anında nasıl hissettiğini anlattı. | Open Subtitles | لقد جاء إليّ الملازم وأخبرني عمّا تشعرُ بهذه اللحظة |
| Bunun yerine bana geldi ve herşeyi anlattı. Bizim için iyi bir asker. | Open Subtitles | وبدلا من ذلك جاء إليّ وأخبرني بكلّ شيء، إنّه جندي مهم لنا. |
| Birkaç hafta sonra bana geldi. | Open Subtitles | وبعدها بـ أسابيع قليلة ، جاء إلي |
| Bir gün karım, elinde bıçakla bana geldi. Kurt da kolundan kocaman bir parça kopardı. | Open Subtitles | أتت إليّ زوجتي و هي تحمل سكيناً قام بقطع جزء من ذراعها |
| Acardo bana geldi ve dedi o benim karım dul yapmak istiyorum ben ne o sipariş yapmadım , ha? | Open Subtitles | أركادو جاء لي وقال سيجعل زوجتي أرملة إذا لم أفعل ما يريده |
| bana geldi ve dedi ki, "Movember'a başladığınız için teşekkürler." | TED | أتاني قائلا : " شكرا لأنك ابتدأت موفمبر " |
| Rüyamda bana geldi "Bebeğim" dedi, pencereden uçtu. | Open Subtitles | جاءني في الحلم وناداني مطلا عليّ من النافذة |
| Biliyorum, o yüzden bana geldi. | Open Subtitles | أنا أعلم، وهذا هو السبب في أنها جاءت لي. |
| 23 yıl önce oğlum Frasier bana geldi ve onu tıp fakültesinde okutup okutamayacağımı sordu. | Open Subtitles | قبل 22 سنةً، إبني فرايزر جاءَ لي وسَألَ إذا أنا أَضِعُه خلال الكليّة الطبيّةِ. |
| Adam kızıma ilk el kaldırdığında Emily bana geldi. Herifin kafasını dağıtmak için yanıp tutuştum. | Open Subtitles | أول مرة ضربها أتت لي أردت أن أحطم دماغه |
| Mary bana geldi yardımımı istedi ben de önerimi sundum. | Open Subtitles | ماري اتت اليّ مقترحه بأن اعرض مساعدتي |
| Evet, bir kaç gün önce bana geldi. | Open Subtitles | نعم , لقد جاءت إلي في ذلك اليوم |
| Ama ben oradayken kelimeler, işaretler üzerinden bana geldi. | Open Subtitles | لكن عندما كنت هناك جاءتني تلك الكلمات عبر العلامات |