| bana iyilik yapıp, Max'i ölü insanlardan uzak tutun, tamam mı? | Open Subtitles | وقدم لي معروفاً , ابق ماكس بعيداً عن الأموات , اتفقنا |
| Kessler, bana iyilik yapıp, etrafımda dolanmaya bir son ver. | Open Subtitles | كيسلر، اصنع لي معروفاً وتوقف عن العبث معي |
| bana iyilik yapmış olurdunuz, lütfen. Birileriyle konuşması gerek. | Open Subtitles | ستقوم لي بمعروف كبير أرجوك ساعده هو يحتاج للتحدث إلى أحد |
| FBI'da bana iyilik borcu olan bir dostum var. | Open Subtitles | لدي صديق في مكتب الأبحاث الفيدرالية والذي يدين لي بمعروف |
| bana iyilik borcu bulunan bir arkadaşım var göçmenlik bürosunda. | Open Subtitles | عندي صديق في قسم الهجرة يدين لي بخدمة كبيرة |
| İnan bana, dostum, beni öldürürsen bana iyilik yapmış olursun. | Open Subtitles | وسيقتلني بنفسه صدقني يا صاح ستسدي لي خدمة كبيرة |
| Zoe, düşündüm de aslında sen bana iyilik ettin. | Open Subtitles | زوي , لقد فكرت في الامر والحقيقة انه000 اسدي لي معروفا |
| Merkezdeki bir dostumun bana iyilik borcu var. | Open Subtitles | لدي صديق مدين لى بمعروف |
| FBI buraya gelmekle bana iyilik etti. | Open Subtitles | مكتب التحقيقات الفيدرالي قام بمعروف لي بوجوده هنا |
| bana iyilik yaptığını söylemişti. Çıkardığı yangından kalan hasarı temizleyecekti. | Open Subtitles | قال بأنه يسدي لي معروفاً يصلح الضرر من الحريق الذي تسبب به |
| Eğer ben başaramazsam ve bana iyilik yapmak istiyorsan pazarlığı geciktir yeter. | Open Subtitles | أتعلم ، لو كنت أنا الشخص الذي لن ينجو و تريد حقاً أن تصنع لي معروفاً قم بأخذ نصيبك من الصفقة |
| Güzel.. bana iyilik etmiş olursun. | Open Subtitles | ستصنعين لي معروفاً بذلك أستطيع الإعتناء بنفسي |
| Dostum bana iyilik yapıyorsun. Ayrıca sana borçluyum. | Open Subtitles | أنت تقدم لي معروفاً إضافة إلى أني في فريقك |
| Şimdi, orada bana iyilik borcu olan bir gardiyan var. | Open Subtitles | أعرف حارسًا هناك يدين لي بمعروف. |
| Hayır dev büyüklüğünde bir şeyler yapmalısın. Ve şanslısın ki bana iyilik borcu olan "Dev" arkadaşlarım var çünkü onlar "San Fransisco Devleri". | Open Subtitles | لا، عليك أن تفعل شيئاً "ضخماً" ولحسن حظك، لدي أصدقاء ذو شأن "ضخم" مدينون لي بمعروف "ضخم" |
| bana iyilik borcu olan birini tanıyorum. | Open Subtitles | وأنا أعرف من يدين لي بمعروف |
| bana iyilik borcu bulunan bir arkadaşım var göçmenlik bürosunda. | Open Subtitles | عندي صديق في قسم الهجرة يدين لي بخدمة كبيرة |
| ITB'de bir dostum var. bana iyilik borcu vardı. | Open Subtitles | لديّ صديقة تعمل بشركة الإتصالات، إنها مدينة لي بخدمة. |
| bana iyilik borcun olduğunu hatırlatmana gerek yok. | Open Subtitles | لا أحتاج تذكيراً بأنّكِ مدينةٌ لي بصنيع. |
| Senden yaşlı olduğum için benle yaşayarak bana iyilik yaptığını düşünüyorsun değil mi? | Open Subtitles | أم أن السبب أنني أكبر منك أنت تصنع لي معروف بأنك تعيش معي |
| bana iyilik yaptın. Son dakikada haber vermiştim hem de. | Open Subtitles | أسديتني معروفاً بحضوركِ بآخر لحظة |
| Sadece bana iyilik yapıyorlardı. | Open Subtitles | لقد كانوا يفعلون بي معروفاً لا , لا , فهمت فهمت |
| Sanki bana iyilik yapıyormuş gibi seni buraya getirdi. | Open Subtitles | يأتي بكِ إلى هنا وكأنه يقوم بمعروفٍ لي |
| Bekletmenin sebebi, sana yaptığım iyiliği kabul etmek yerine sen bana iyilik yapıyormuş gibi görün diye mi? | Open Subtitles | تريد أن تبقيني متعلقاً، لتبدو كأنك تسديني معروفاً... بدلاً من أن تتلقاه أنت... |