| Babam bana para gönderiyor ama bunun dışında iletişime geçmiyoruz. | Open Subtitles | والدي يرسل لي المال ولكن غير هذا، لا يوجد تواصل |
| Yoluma devam etmem ve insanlara sözlerini aktarmam için bana para gönderiyorsun. | Open Subtitles | ترسل لي المال دائماً للخروج ولتبشير كلمتك |
| Sizin de bahsettiğiniz gibi, neyin halk için ciddi tehlike oluşturup oluşturmadığı bulmakta sağduyumu ve aklıselimliğimi kullanmam için bana para ödüyorsunuz. | Open Subtitles | بما أنك أوضحت أنك تدفع لي حتى أدرب قراراتي و أحكامي حتى أعرف ما هو ما يشكل تهديد للعامة و ما هو ليس كذلك |
| Birini öldürmem için bana para veren tek yer Amerikan ordusu. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذي دفع لي لقتل رجل كان جيش الولايات المتحدة |
| Tyler çimlerini biçtiğim için bana para veremedi. Para yerine bu arkadaşı verdi. | Open Subtitles | تايلر لم يستطع ان يدفع لي لأجل قص العشب لذلك اعطاني صديقه الصغير |
| Lisenin önünde bir adam peşime düştü. bana para teklif etti. | Open Subtitles | رجل تبعني من أمام الثانوية وعرض علي المال. |
| Evet, bana para borcu olan bir tanidikla bulusacagim. | Open Subtitles | نعم، علي رؤية رجل يدين لي بالمال. |
| Tek sorun kimsenin bana para vermemesi. Bak, yaptığım işe saygı duymadığını biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعمل, المشكلة في أنه لا أحد يدفع لي المال |
| Evet. Neden bu antik kıç bana para getirmiyor? | Open Subtitles | هذا الرجل ذو المؤخرة الاثريه يجلب لي المال? |
| Sevişmek için bana para ödemiyorsunuz, sayın vali. | Open Subtitles | أنت لا تدفع لي المال من أجل الغزل أيها النائب |
| Benim derdim değil. Korumam için bana para verdin, ben de korudum. | Open Subtitles | ليست مشكلتي، دفعت لي المال كي أحمي المكان وفعلت ذلك |
| - Pekala. bana para ödediğin için seninle lobide buluşacağım. | Open Subtitles | ساقابلك في البهو وذلك لانك تدفع لي ليس الا |
| bana para ödediğin için seninle lobide buluşacağım. Çok teşekkür ederim. | Open Subtitles | ساقابلك في البهو وذلك لانك تدفع لي ليس الا |
| Romanımı yazmam için bana para verdin diye sahibim oldun. | Open Subtitles | اللعنة عليك يادافيد تدفع لي لأكتب رواياتي , لذا فأنت تملكني |
| Bu bey bana para verdiğini söylüyor ama bu doğru değil. | Open Subtitles | هذا السيد يقول أنه دفع لي لكن ذلك ليس صحيح |
| Yazmak bir hobi. Kimse onun için bana para vermez. | Open Subtitles | لا تعدو كونها هواية لن يدفع لي أحد مقابل ذلك |
| Lisenin önünde bir adam peşime düştü. bana para teklif etti. | Open Subtitles | رجل تبعني من أمام الثانوية وعرض علي المال. |
| Bak, senin bana para bağışlamanı özlemeyeceğim. | Open Subtitles | لن أشتاق الى مساعدتك لي بالمال |
| Aslında imtiyaz için bana para ödedi. Çok itaatkardı. | Open Subtitles | في الواقع دفعت لي الامتياز كانت مطيعة جداً |
| Yiyecek için bana para ver. Oraya gittiğimde babam sana gönderir. | Open Subtitles | اعطيني بعض النقود من اجل الطعام والدي سيعيدها لكي |
| Seninle yemek yemem için, bana para mı ödemek istiyorsun? | Open Subtitles | أنت تريدين أن تدفعي لي لتناول العشاء معك؟ |
| Burada boşa geçirdiğim her dakika bana para kaybettiriyor. | Open Subtitles | كل دقيقة أهدرها هنا تكلفني مالاً |
| Bazen doğumgünümde bana para yollardı, onun gibi şeyler işte. | Open Subtitles | احيانا يقوم بارسال المال لي اثناء عيد ميلادي , امور تافهة كهذه |
| Ama bana para veren müşterilere söz verdim. | Open Subtitles | لكنّي وعدت زبائن آخرين الناس الذين يدفعون لي في الحقيقة |
| Bu fotoğraflar için bana para veren polis değildi. | Open Subtitles | الرجل الذي دفع لي مقابل هذه الصور لم يكن شرطيا |
| Bak, aslında Çavuş benimle konuştu ve evet, ona bilgi vermem karşılığında bana para teklif etti ama böyle bir şey yapacağımı düşünmüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أسمع، الحيقية هي أن الرَقِيب تحدث إلي، و، أجل، هو عرضَ عليّ المال لأزوده بمعلومات، |
| Yeterince reklam yaparsam belki günün birinde bana para verirler diye. | Open Subtitles | لأنّي لو فعلتها بما يكفي ربّما سيبدأون بالدفع لي |