| Adamları barlardan dışarıya sürüklüyor ve Tanrı adına hayatlarını kurtarıyordu. | TED | كان يجر الرجال خارج الحانات منقذا تلك الارواح لصالح الرب. |
| barlardan, diskolardan ve hepsinden de fazla tavernalardan nefret ederim. | Open Subtitles | أكرة البارات.. الصالونات النوادي الليلة وأكثر ما أكره هو الحانات |
| Bu Nikita, St. Petersburg'daki barlardan birinde güvenlik görevlisi. | TED | وهذا هو نكيتا حارس أمن من إحدى الحانات في سانت بترسبرغ. |
| barlardan sigarayı yasakladıkları gün az sayıda İrlandalı öldü. | Open Subtitles | في اليوم الذي منعوا فيه التدخين في حانات نقص جزء من ايرلندا |
| barlardan adam toplayıp , pis bir motelde ilişkiye giriyordu, | Open Subtitles | و كانت تلتقط شباباً من حانات .. وتذهب معهم إلى فندقٍ رديء |
| İğrenç barlardan çıkıp... | Open Subtitles | لماذا لا تكف عن إرتياد الحانات الرديئة ؟ |
| İğrenç barlardan çıkıp dağlarda yaşayacakmışım. | Open Subtitles | أرحل من تلك الحانات الرديئة و أحزم أمتعتى وأذهب للعيش فى الجبال |
| Benim seni barlardan ve geçe yaşantısından çaldığımı düşünüyor. | Open Subtitles | الشبح الذي ابعدك عن الحانات و الحياه الليليه |
| - Sağol dedektif ama barlardan uzak durmaya çalışıyorum. Anlarsın ya. | Open Subtitles | شكراً لك و لكنني أحاول البقاء بعيداً عن الحانات إذا كنت تفهم قصدي |
| Nedensiz takılmak istiyorsan, gideceğin tür barlardan biri bu | Open Subtitles | هذا النوع من الحانات المحلية التي تريد الذهاب اليها لتأخذ طلقة نار بدون سبب |
| barlardan yabancı bir erkekle dost olup onlarla ilişkiye girerek, ne olduğunu bile hatırlamadan uyanır. | Open Subtitles | انها تلتقي برجال غريبين في الحانات تمارس الجنس معهم و غالبا ما تستيقظ بدون ان تتذكر ما جرى |
| Bizi barlardan uzağa taşımama sevinmiyor musun? | Open Subtitles | انه من الجيد اننا انتقلنا الى هنا بعيد عن تلك الحانات |
| Normal barlardan daha iyiler çünkü ne kadar kötü o kadar iyi. | Open Subtitles | أنهم أفضل بكثير جدا من الحانات الطبيعية لأن الأسوء أفضل أعرف , صحيح ؟ |
| İçkiyle dolu barlardan ezikler bulup takılmak yerine kendi içkiyle dolu evinden ezikler bulup takılacaksın. | Open Subtitles | فبدلا من مواعدة فاشلين في الحانات الغارقة بالنبيذ ستواعدين فاشلين في منازل غارقة بالنبيذ |
| Yani çevredeki barlardan kız kaldıramaz mıyız? | Open Subtitles | اتعنين اننا لا نستطيع فعلها في الحانات المحليه؟ |
| Bebekken annemi barlardan dışarı sürüklemek için kullandığım elim o. | Open Subtitles | إنّها الذراع التي استعملتها لجرّ امّي بها من الحانات لمّا كنتُ طفلة. |
| Burada şu seyyar barlardan varmış. - Tabii, harika olur. | Open Subtitles | هنالك بعض هذه الحانات بالطبع, سيكون ذلك جيداً |
| - Hadi. Bizimle takıl. Minneapolis'deki bütün barlardan kovulduk. | Open Subtitles | هيا, أمضي الوقت معنا, جرى طردنا من كل حانات (مينيا بوليس) |
| Sen böyle barlardan nefret edersin. | Open Subtitles | تكره حانات السرخس |
| Şu 80'lerden kalma barlardan. | Open Subtitles | واحد من تلك البارات القائمة على أيام الثمانينات |