| Chicago Üniversitesi İşletme Fakültesinden Nicholas Epley'in bu araştırması harika çünkü bize çok basit bir şey söylüyor. | TED | الآن، هذا البحث بواسطة نيكولاس ابلاي في جامعة شيكاغو، كلية الأعمال هو أمر مدهش فعلاً لأنه يخبرنا بشيء بسيط. |
| Her neyse, bir yazar olmak istedim. basit bir şey yapmak istiyorum. | Open Subtitles | أردت أن أصبح كاتباً مشهوراً أردت أن اقوم بشيء بسيط |
| Hadi yemeğe. basit bir şey... Biraz havyar... | Open Subtitles | دعنا نَأْكلُ شيء بسيط بَعْض الكافيارِ الجيدِ |
| Bu gayet basit bir şey. | Open Subtitles | أعني ، الأمر بسيط الأمر المرأة تحتاج أن طباخة في المطبخ |
| basit bir şey... ama tüm hayatınızı değiştirecek. | Open Subtitles | إنها أداة بسيطة و صغيرة لكنها ستصنع تغييراً كبيراً في حياتكم |
| Ebeveynlerime göre, şu an kolsuz bir üst giymem kadar basit bir şey olan omuzlarımın görünüyor olması, beni değersiz yapıyor. | TED | وبالنسبة لوالدي، فكوني أفعل شيئًا بسيطًا كارتدائي لثوب بلا أكمام يظهر كتفي، كما الآن، ذلك يجعلني غير جديرة. |
| Bence sinyal bir mimik olmalı. basit bir şey. | Open Subtitles | أعتقد أن الشفرة بيننا يجب أن تكون إشارة |
| Ama başka bir yöne doğru ışın saçan basit bir şey olabilir, sadece dünyaya doğru değil. | TED | لكن قد يكون شيئاً بسيطاً مجرد أنهم أعادوا نشرها بعيداً في إتجاه آخر، ليس فقط في الأرض. |
| basit bir şey. Elinizde ne varsa. | Open Subtitles | شئ سهل الحصول عليه تعلمين، شئ قريب |
| Mesela, bira gibi basit bir şey düşünün. | TED | كمثال: فكر بشيء بسيط كالجعة. |
| Senden... basit bir şey yapmanı istedim. | Open Subtitles | أن تقوم بشيء بسيط |
| Tamam, bakın, basit bir şey çalarak başlayalım. | Open Subtitles | حسناً, لنبدأ بشيء بسيط |
| El tutuşmak gibi basit bir şey bile insana birliktelik hissi verebilir. | Open Subtitles | شيء بسيط كتشابك الأيادي يمكن أن تعطي شخص ما بالشعور الجماعي |
| Kolayca yapabileceğim basit bir şey seçmem lazım. | Open Subtitles | اريد اختيار شيء بسيط وحسب لأنتهي منه بسرعة |
| Bir kâse hububat hazırlayabilir misin? Şöyle basit bir şey. | Open Subtitles | هل يمكنك أن تحضري لها طبقاً من الحبوب أو شيء بسيط |
| Çok basit bir şey. Buradan başlayacaksın. | Open Subtitles | الأمر بسيط جداً تبدأين من هنا |
| Oldukça basit bir şey. | Open Subtitles | الأمر بسيط جدًّا. |
| basit bir şey... ama tüm hayatınızı değiştirecek. | Open Subtitles | إنها أداة بسيطة و صغيرة لكنها ستصنع تغييراً كبيراً في حياتكم |
| İşin özünde, aslında çok basit bir şey yapıyorlar. | TED | حسنًا، أساسًا، إنها تفعل شيئًا بسيطًا للغاية. |
| Bence sinyal bir mimik olmalı. basit bir şey. | Open Subtitles | أعتقد أن الشفرة بيننا يجب أن تكون إشارة |
| Sana basit bir şey öğreteceğim diye tüm sabahımı harcadım lan ben. | Open Subtitles | قضيت كل الصباح.. أحاول تعليمك شيئاً بسيطاً. |
| - Teşekkürler. - Aslında çok basit bir şey. Sadece... | Open Subtitles | شكرا لكى ...إنه حقا شئ سهل ، تعرف |