| Bekle, bu işin basit bir açıklaması olduğundan eminim. | Open Subtitles | انت ليس لديك امر تفتيش انتظر.. انتظر انا متأكدة بأن هناك تفسير بسيط لكل هذا |
| Böyle şeylerin basit bir açıklaması olduğunu sanıyorsun, ama yok işte. | Open Subtitles | اقصد.. انه سوف تعتقد ان هناك تفسير بسيط لتلك الاشياء.. |
| Kız arkadaşım olduğunu düşünmesinin basit bir açıklaması var. | Open Subtitles | هناك تفسير بسيط لسبب اعتقادها أنك حبيبتي |
| Elbette her zaman basit bir açıklaması vardır. | Open Subtitles | ممكن، بالطبع يظل دائماً التفسير البسيط موجوداً |
| Ne tür hasarlar olduğunu kim bilebilir ki? Elbette her zaman basit bir açıklaması vardır. | Open Subtitles | ممكن، بالطبع يظل دائماً التفسير البسيط موجوداً |
| Aslında, bir pipetin neden böyle davrandığının çok basit bir açıklaması vardır. | Open Subtitles | ولكن هناك تفسير بسيط جداً - لماذا انبوب الشفط يتصرف هكذا |
| Fakat çoğu zaman basit bir açıklaması vardır. | Open Subtitles | ولكن على الاغلب هناك تفسير بسيط |
| Sonradan herşeyi sıraya koyacağım ama... şimdi bunların lanet olası basit bir açıklaması olmalı! | Open Subtitles | سأنظم هذا الهراء لاحقا" لكن الان... يجب أن يكون هناك تفسير بسيط |
| basit bir açıklaması var. | Open Subtitles | هناك تفسير بسيط |
| Çok basit bir açıklaması var. | Open Subtitles | هناك تفسير بسيط |
| basit bir açıklaması var. | Open Subtitles | هناك تفسير بسيط |
| - basit bir açıklaması vardır elbet. | Open Subtitles | -سوف أتحدّث إليه حول هذا الموضوع . -مُتأكّدة أنّ هناك تفسير بسيط . |
| Bunların hepsinin basit bir açıklaması olduğuna eminim. | Open Subtitles | -مُتأكّدة أنّ هناك تفسير بسيط تماماً لذلك كله . |
| basit bir açıklaması var. | Open Subtitles | هناك تفسير بسيط |
| Çok basit bir açıklaması var. | Open Subtitles | هناك تفسير بسيط لهذا. |
| Yani, basit bir açıklaması olmalı. | Open Subtitles | لابد و أن هناك تفسير بسيط. |
| Eminim tüm bunların basit bir açıklaması vardır Abe. | Open Subtitles | إني متأكد أن هناك تفسير بسيط لكل هذا، (أيب) |