| Affedersiniz, Bay Dudley. Efendim, sizinle biraz konuşabilir miyim? | Open Subtitles | عذراً , سيد دادلي , سيدي هل لي بكلمة معك ؟ |
| Bay Dudley'in işine karışıyorsam beni bağışlayın ama... | Open Subtitles | ليس من مسؤوليتي يا سيدي أن أتولى دور سيد دادلي |
| Her zaman olduğu gibi, Bay Dudley, bayan giyim bölümü emrinizde. | Open Subtitles | كما هو الحال دائماً , سيد دادلي قسم الملابس النسائية تحت تصرفك |
| Bay Moray, efendim. Bay Dudley, efendim. | Open Subtitles | سيد موراي , سيدي سيد دادلي , سيدي |
| Denise, git Bay Dudley'e şapka stantlarının şapkasız kaldığını söyle. | Open Subtitles | دينيس , اذهبي واخبري السيد دادلي بأن منضدات القبعات أصبحت بلا قبعات |
| Bay Dudley, efendim. | Open Subtitles | سيد دادلي , سيدي هناك فتيات أخريات |
| Elbette Bay Dudley. Ondan hoşlanacak mıyız? | Open Subtitles | أجل , سيد دادلي إذن يجب أن نعجب به |
| Bay Dudley, efendim. | Open Subtitles | سيد دادلي , سيدي |
| Bay Moray, Bay Dudley. | Open Subtitles | سيد موراي , سيد دادلي |
| Evlenmeyecekler mi şimdi, Bay Dudley? | Open Subtitles | الن يتزوجا , سيد دادلي ؟ |
| Bay Dudley söyledi. | Open Subtitles | سيد دادلي أخبرنا |
| Demek istediğim şey Bay Dudley de benim gibi bir tuhafiyeciydi. | Open Subtitles | المقصود هو أن السيد دادلي كان سابقاً بائع ملابس مثلي |
| İşimi biliyorum. Bay Dudley'i izliyorum, onun işini de biliyorum. | Open Subtitles | أعرف عملي , أراقب السيد دادلي لذا أعرف عمله |
| Bay Moray ya da Bay Dudley gibi biri sana kur yapsaydı onları aşağılamaz ya da geri çevirmezdin, değil mi? | Open Subtitles | لو أن رجل مثل السيد موراي أو السيد دادلي لاطفوكِ ف أنتِ لن ترغبين في الإساءة إليهم أو رفضهم |