| Farmer, erişkin bir erkeği oturma odasında, yerde baygın bulmuş. | Open Subtitles | حدد المزارع ذكر بالغ فاقد الوعي على أرضية غرفة الجلوس |
| Ardından bir gün, bir gece baygın yattım. | Open Subtitles | بعدها بقيت مطروحا أرضا وأنا فاقد الوعي لمدة يوم وليلة |
| İlaçla uyuşturulduğunu ve saldırı sırasında baygın olduğunu iddia etmiş. | Open Subtitles | لقد إدعت أنه تم تدخيرها وكانت فاقدة الوعي أثناء الإعتداء |
| Sonra yukarı çıktık ve eşinizi baygın halde bulduk. Banyo da kanla kaplıydı. Onu giydirdim ve buraya getirdik. | Open Subtitles | بعدها صعدنا للأعلى و رأينا زوجتك فاقدة للوعي و الحمام مغطى بالدم , البستها و جئنا بها الى هنا |
| Ani kalp durması, beş kez epi verildi, en az 17 dakikadır baygın. | Open Subtitles | سكتة قلبيّة , خمس حقنات أدرينالين فاقد للوعي لمدّة 17 دقيقة على الأقل |
| Neredeyse 24 saat boyunca hastanede baygın kaldı. | Open Subtitles | وكان في المستشفى فاقد الوعي لمدة 24 ساعة تقريبا. |
| Ne kadar süre baygın olduğumu bilmiyorum... ve uyanışı hatırlamıyorum. | Open Subtitles | انني لا اعرف كم بقيت فاقد الوعي وأنا لا أتذكر الإستيقاظ |
| Biraz baygın da olsa, haklarını oku. | Open Subtitles | قرأت له حقوقه حتى ولو انه فاقد الوعي قليلا. |
| Bay Williams 404 numaralı odada, hala baygın. | Open Subtitles | السيد وليامز ما زال فاقد الوعي هنا في 404 غرفة. |
| Delta dalgaları algılıyorum, bu da sanal çevrede baygın olduğu anlamına geliyor. | Open Subtitles | أتبيّن موجات دلتا ممّا يعني أنه فاقد الوعي |
| baygın. Daha kesin bir teşhiste bulunamam. | Open Subtitles | إنها فاقدة الوعي لا يمكنني ذكر تفاصيل أكثر الآن |
| Hâlâ baygın ama hayati değerleri güçlü. | Open Subtitles | إنها لا تزال فاقدة الوعي ولكن أعضائها الحيوية قوية |
| Yerleşim alanı 3'te. Cevap vermiyorsa, gidip bir bakın. baygın olabilir. | Open Subtitles | الأفضل أن تذهبوا لتتفقدوها فبما أنها لا ترد فقد تكون فاقدة للوعي |
| Isabelle'in baygın mı, yoksa ölü mü olduğu anlaşılmıyor. | Open Subtitles | لا اعرف اذا كانت إيزابيل فاقدة للوعي أو ميتة |
| Gözlerini kapatıp biraz dinlense ya da birkaç dakika aygın baygın yatsa iyi olur. | Open Subtitles | ربّما يجب أن تريح عينيها وإلا تصبح فاقد للوعي للحظة أو للحظتين |
| Alt bacak kanamalı yaralı var bir kişi de baygın. | Open Subtitles | لدينا جرحٌ مفتوحٌ في الطرف السفلي ورجلٌ آخر مغمى عليه |
| Bir süre daha baygın kalırsa benim gösterdiğim ilgiden fazlasına ihtiyacı olacak. | Open Subtitles | لايزال فاقداً للوعي إنه يحتاج إلى عناية أكثر من ما استطيع تقديمه |
| Kaçmadım ben. baygın halde alınıp götürüldüm. | Open Subtitles | أنا لم أهرب, لقد أخذت كرها وأنا غائبة عن الوعي |
| Tüm bunlar olurken baygın olduğum için şükrediyorum. | Open Subtitles | , انا سعيد جداً أننى كنت فى غيبوبة طوال . هذا الوقت |
| Kate Warner'a almaya yolladığın adam baygın. Bir süre öyle kalacak. | Open Subtitles | الرجل الذي أرسلته ليأخذ كايت إنه غائب عن الوعي |
| Öğretmenlerden biri seni avluda baygın halde bulmuş. | Open Subtitles | وجدك أستاذ جامعيّ مغشيّة داخل الباحة. |
| Çok geçmeden kendimi yukarıda, baygın Arjantinlinin yerinde buldum. | Open Subtitles | قبل أن أعرف، كنت في الطابق العلوي أقف بجانب الأرجنتيني الغير واعي |
| Tanrım, bunlar olurken baygın olmam gerekmiyor mu? | Open Subtitles | يا إلهي, ألا يفترض بي أن أكون مخدراً خلال كل هذا؟ |
| Ayrıca hiçbir şey hatırlamaman senin baygın olduğunu ya da uyuşturucu verildiğini gösterir. | Open Subtitles | والحقيقه انك ,لم تتذكري ذلك قد يشير الى انك اما ,كنتي فاقده الوعي .او مخدره |
| Geçen sene Yılbaşı partisinde kız arkadaşını sarhoş ettin... ve sonra postacı çocuğa para vererek baygın haldeyken onunla seks yapmasını sağladın. | Open Subtitles | انت وصديقتك حصلتم على شراب فى عيد الميلاد الماضى ودفعتها لطفل البريد لممارسة الجنس معها بينما هى مغمى عليها |
| İki ay sonra habersiz evine gittiğimde onu koltukta baygın halde buldum. | Open Subtitles | ثم،قبل شهرين مررت عليها من دون موعد ووجدتها مغمىً عليها على الأريكة |