| Benim zamanımda bunun yolu bayrak direğine oturup... | Open Subtitles | في أيامنا كنّا نقضي وقتنا في تحدّي سارية العلم والسمكة الذهبية |
| Bu yardımcı olmaya çalıştığın herif daha geçen hafta beni çırılçıplak bayrak direğine asmıştı. | Open Subtitles | أجل ، أتدركين أن هذا الرجل يحاول المساعده طرحني المجرى إلى سارية العلم عارياً في الإسبوع الماضي |
| Bu sabah bayrak direğine yaptığınız ilginç bir çalışma | Open Subtitles | اعمال فنية مثيرة للاهتمام تلك الي تركتها عند سارية العلم صباح هذا اليوم |
| Kızıma bir daha elini sürersen seni ayaklarından bayrak direğine asıp kuşlara gözlerini gagalatırım. | Open Subtitles | ان وضعت يديك على ابنتي مجددا فسوف اعلقك من قدميك و اذهب بك الى سارية العلم و سأدع الطيور تفقئ عينيك |
| Ölü bir öğretmenin bayrak direğine asılmasından daha garip bir şey mi? | Open Subtitles | أتقصد شيئًا أغرب من أستاذٍ ميت معلقٌ رأسًا على عقب أعلى سارية العلم أو .. ؟ |
| - bayrak direğine gitti. | Open Subtitles | هو ذهب الى سارية العلم - وماذا فعل بعد ذلك؟ - |
| Ama problem, O Bay Daniels'ın arabasını bayrak direğine saplayarak bütün kredilerini harcaması | Open Subtitles | ولكن المشكلة هي ، لديه كل المعلومات حول الصاق سيارة السيد دانيلز... على سارية العلم |
| Hillary ve ben bayrak direğine gidiyoruz. | Open Subtitles | انا و هيلاري سنغطي سارية العلم |
| Tören ve kötü kokulu John'u bayrak direğine iç çamaşırıyla çekme oyunu. | Open Subtitles | الإستعراض، اللعبة، المعلَّق (جون) ذو الرائحة الكريهة فوق سارية العلم بملابسه الداخلية. |
| Kamp danışmanları, bayrak direğine gelin. | Open Subtitles | أيها المستشارين , إلى سارية العلم |
| Kötü kokulu John'u iç çamaşırlarıyla bayrak direğine çıkarmamışım. | Open Subtitles | أتضح، أنه ليس أنا من علق (جون) ذو الرائحة الكريهة من ملابسه الداخلية البيضاء الضيقة على سارية العلم. |