| Stil yapmak yeni bir memnuniyet. Okuyucularımın beğendiği bir şey. | Open Subtitles | الأسلوب عاد هو المحتوى الجديد إنه ما يحبه قرائي |
| En çok da kendimi, herkes beğendiği sürece bunu sürdürebileceğime inandırdığım için üzgünüm. | Open Subtitles | وأنا آسفه علي الأهم من ذلك كله كما أعتقد، أنني أقنعت نفسي أنه مهما كانت الموهبة قد لا تعني شيئا ما لم تأتي في القالب الذي يحبه الجميع |
| Bir kadın her zaman boş olmaz ve beğendiği bir erkekle karşılaşmaz. | Open Subtitles | إنه ليس في كل يوم تكون المرأة متفرغة ثم تقابل شخص تعجب به |
| Temperance, sevdiği iki adamın ve beğendiği balinanın, suyun derinliklerine gittiğini görünce, bunun, son olduğunu... | Open Subtitles | وبينما هل تشاهد الرجلين الذين أحبتهم والحوت التي تعجب به يختفون في المحيط أدركت أنها النهاية |
| Yine de beğendiği için çok mutluyum. | Open Subtitles | إننى سعيدة بفظاعة أنها قد أعجبتها |
| Söz ondan açılmışken sen abimin beğendiği tipte bir kızsın. | Open Subtitles | بالحديث عنه انت النوع الذى يحبه اخى |
| Erkeklerin beğendiği tip işte bu. | Open Subtitles | هذا النوع الذي يحبه الرجال |
| Bayan Evans'ın beğendiği iyi şiirleri nasıl yazdığını anlat. | Open Subtitles | أخبريني فقط كيف أكتب شعرا جيدا يجعل الأنسة إيفانز تعجب بي |
| Bilmiyorum, söylendiğine göre Tina beğendiği bir kız bulmuş. | Open Subtitles | لا أعلم، من المفترض أن (تينا) وجدت فتاة ما أعجبتها |