"beş parasız" - Translation from Turkish to Arabic

    • مفلس
        
    • مفلسة
        
    • مفلساً
        
    • مفلسين
        
    • فقيرة
        
    • مُفلسين
        
    • أفلسنا
        
    • مُفلس
        
    • مُفلسون
        
    • مفلسان
        
    • قد افلسنا
        
    • بدون شيء
        
    • بدون مال
        
    • بلا شيءِ
        
    Aksine, sizi İngiltere'ye beş parasız getirdiğim için ben size bir özür borçluyum. Open Subtitles على العكس, أنا أدين لكِ بأعتذار, فلقد أحضرتكِ إلى إنكلترا و أنا مفلس
    beş parasız kaldığımı öğrenmişti. Hatta uçak biletimi de o yolladı. Open Subtitles لا بد أنه عرف أني مفلس حتى أنه أرسل لي تذكرة الطائرة
    Ayrıca annemin mal mülk satışından bana payımı verseydin beş parasız kalmazdım. - Ne malı, ne mülkü? Open Subtitles لن أكون مفلسة لو أنك دفعتي حقي من سهم عقار أمي
    Ayrıca beş parasız olduğunu da söylediler. Dolayısıyla bir ipucumuz var. Open Subtitles قالوا أيضاً أنه كان مفلساً, و لذا لدينا دليل آخر
    Kitapları kenara koyalım, eski, harabe evimizde, beş parasız olduğumuzu ve cebimizde unuttuğumuz parayı bulduğumuzu varsayalım. Open Subtitles دعنا نضع الكتب بعيدا ندعي أننا عدنا في منطقتنا وشقتنا القديمة .. مفلسين
    beş parasız ve evsiz olduğunuzu biliyorum ama yine de gösterişli bir düğün istiyorsunuz. Open Subtitles أعرف أنك مفلس و مشرد لكنك ما زلت تحتاج إلي إحتفال زواج أنيق
    Ayrıca beş parasız olduğumu eski karımın canıma okuduğunu ve çocuklarımı geri istediğimi düşünüyorum. Open Subtitles وأعتقد إيضاً أنني مفلس, وزوجتي السابقة لا زلات تضايقني و أريد إستعادة أطفالي بشدة.
    Baron, ben beş parasız bir dükün oğlu olarak doğdum. Open Subtitles يا بارون، لقد وُلِدتُ الابن الأصغر لدوق مفلس
    Birdenbire beş parasız kalıyorum ve bunu konuşmak için şu anı mı seçiyorsun? Open Subtitles أصبحت مفلس فجأة وتريدين أن تحدثيني بهذا الموضوع
    Bir zamanlar tam da şu an içinde bulunduğun durumdaydım-- ...reddedilmiş, arkadaşsız ve beş parasız. Open Subtitles لقد كنت في حالتك منبوذ، بلا أصدقاء ، مفلس
    Bir zamanlar tam da şu an içinde bulunduğun durumdaydım-- ...reddedilmiş, arkadaşsız ve beş parasız. Open Subtitles لقد كنت في حالتك منبوذ، بلا أصدقاء ، مفلس
    Biz paylaşıp kaçacağız ve seni de beş parasız ve işsiz bir şekilde bırakacağız. Open Subtitles سوف نفوز بالغنيمة و نهرب, و سنتركك هنا مفلسة و عاطلة عن العمل
    beş parasız bir öksüzle evlenecek çok fazla adam bulamazsın. Open Subtitles ليس هناك العديد من الرجال راغبين . فى الزواج من يتيمة مفلسة
    Hayalarını böyle tehlikeye attığım için de üzgünüm fakat beş parasız kalmış bir vampir kraliçeden daha tehlikeli bir şey olamaz. Open Subtitles وأنا آسفة لإسائتي لرجولتك بهذه الطريقة، لكن الجحيم لاضرواة لها كضراوة ملكة مصاصي دماء مفلسة
    Hey, sen her kimsen bu uyarıları beş parasız olmayan birilerine yap. Open Subtitles ..مهما كنت وفر تحذيراتك لشخص اخر ليس مفلساً
    Eve beş parasız, üstü başı esrar kokarak gelecek. Open Subtitles الآن سيعود إلى المنزل مفلساً وتفوح منه رائحة الماريجوانا.
    beş parasız kalmaktan övünebilecek pek az insan vardır, bu kadar genç yaşta, hem de. Open Subtitles إنه بالفعل رجلاً نادراً من يتباهى بكونه مفلساً . قبل حتى بلوغه مبلغ الرجال
    ve adını da "Zeki, beş parasız Bilim Adamlarının Aptal İdealleri Gerçekleştiği Zaman" koyacağım. Open Subtitles وسَأَسميه: عندما تكون الافكار الرائعة بأيدي علماء مفلسين أغبياء
    Buraya mülteci olarak gelen hamile, beş parasız, tek başına bir anne ve yeni nesilde oğlu başkan oluyor. Open Subtitles لاجئة تأتي إلى هذا البلد، حامل، فقيرة و وحيدة و في الجيل التالي يُصبح ابنها الرئيس
    Aynı zamanda birkaç gün içinde beş parasız kalacaklarını da biliyorum. Open Subtitles وأعرف كذلك أنهم خلال يومين سيكونون مُفلسين.
    beş parasız kaldık, Jaume. Open Subtitles لقد أفلسنا ، جاومي
    O senin beş parasız ve gidecek başka yerin olmadığı biliyor mu? Open Subtitles هل هي تعرف بأنك مُفلس وليس لديك مكان اخر لتذهب إليه
    Bak, sen de birlikteydin bu yüzden olumlu düşünmek istiyorum ama birçok elemanımız beş parasız kalıyor. Open Subtitles ، انظر ، لقد كُنت مُتواجداً بالنقابة لذا أود منحك ميزة الشك لكن الكثير من رفاقنا ينتهي بهم الحال مُفلسون
    Çünkü harbiden beş parasız kaldık. Open Subtitles لأننا الآن مفلسان كلياً
    Bana beş parasız olduğumuzu söylemeye gelmişti. Open Subtitles وقد أتى ليخبرني انه قد افلسنا
    Karısını ve Tom'u beş parasız bırakmak gibi bir niyeti yok. Open Subtitles -لم يرغب في ان يتركها وتوم بدون شيء يا إلهي
    Al bunu. Fazla bir şey değil. Ama İngiltere'ye kadar beş parasız gidemezsin. Open Subtitles خذي هذه يا عزيزتي، إنها ليست كثيراً ولكن لا يمكنكم السفر إلى إنجلترا بدون مال
    Rupert beni beş parasız bırakacaktı. Open Subtitles روبرت كَانَ سيَتْركُني بلا شيءِ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more