| Gönder'e basın, ve Beş saniye sonra, size en yakın iki eczanenin ismini göndereceklerdir. Tam ad, adres ve telefon numaraları ile... | TED | تضغط على ارسال , وخلال خمس ثواني, سيرسلون لك اقرب صيدليتين متضمنة الاسم والعنوان ورقم الهاتف |
| Ve Beş saniye sonra, size bilgiyi gönderiyorlar yani şehrin tüm hava tahmin ayrıntılarını raporu. | TED | وفي خلال خمس ثواني سيرسلون اليك توقعات كاملة لحالة الطقس في تلك المدينة |
| akıllı telefonunun gücünü kullanarak, Beş saniye gibi kısa bir sürede kübü inceler ve çözer. | TED | باستخدام قوة الهاتف الذكي، فإنه يمكن دراسة المكعب وحل المكعب في خمس ثوان. |
| Beş saniye sonra yayındayız. | Open Subtitles | أنا أحب هذا العمل ونحن على الهواء بعد خمس ثوان |
| Unutmayın, el bombası atarlarsa Beş saniye içinde yerden alıp geri atabilirsiniz. Parça tesirli atıldı. | Open Subtitles | مهلًا يا رفاق، تذكَّروا إن ألقوا قنبلةً يدوية، فلديكم خمس ثوانٍ لالتقاطها وإلقائها عليهم. |
| Beş saniye sonra, "Bay Hunt diye birini tanımıyorum." dedi. | Open Subtitles | ثم عادت بعد خمسة ثواني و قالت إنها لا تعرفه على الإطلاق |
| Evet biraz değişiklik yapabileceğimiz kısım son Beş saniye. | Open Subtitles | نعم , في الخمس ثواني الأخيرة لدينا بعض الحرية |
| Ben hastayım. Beş saniye bile yalnız kalma yeteneğim yok. | Open Subtitles | أنا مريضة، ليس لدى القدرة لأظل بمفردى لمدة خمس ثوانى |
| Beş saniye sonra yayındasınız Ben işaret vereceğim. İyi günler Seattle Ben Doktor Frasier Crane. | Open Subtitles | أنت على الهواء خلال خمس ثواني سأعطيك إشارة |
| Dokuz saniye, sekiz saniye, yedi saniye... altı saniye, Beş saniye. | Open Subtitles | تسع ثواني، ثمان ثواني، سبع ثواني ست ثواني، خمس ثواني. |
| Ben de sana söz veriyorum ki, eğer Beş saniye içinde konuşmazsan kafanı kıçınla buluşturacağım. | Open Subtitles | اعدك إنك اذا لم تتكلم خلال خمس ثواني فأنا في طريقي لأجعل وجهك وقولونك يتعارفان |
| Beş saniye geçti ve sen kravatını çıkarmadın. | Open Subtitles | خمس ثواني ذَهبتْ مِن قِبل، وأنت مَا غَششتَ ربطتَكَ، |
| Bu kaset Beş saniye içinde kendi kendini imha edecektir. | Open Subtitles | هذه الإرادة الشريط التدمير الذاتي في خمس ثوان. |
| Tam burada, eğer hesaplarım doğruysa Beş saniye içinde bir patlama olacak. | Open Subtitles | أنظروا هنا ، لو كانت حساباتى دقيقة فسيكون هناك وهج خلال خمس ثوان |
| Ama adam gitti. Beş saniye önce söyleseydin ya. | Open Subtitles | لكنهم رحلوا, لماذا لم تقل هذا من خمس ثوان مضت |
| Teklif Beş saniye sonra sona erecek. | Open Subtitles | هذه العرض سينتهي خلال خمس ثوان فمَن يوافق؟ |
| İşe başlayalı Beş saniye oldu ve benden Carlos'a yalan söylememi mi istiyorsun? | Open Subtitles | عظيم أنا فى أول خمس ثوانٍ من العمل و تطلبى منى الكذب على كارلوس |
| Dostum oyun bitmek üzere, Beş saniye geri kaldın. | Open Subtitles | يا رجل ، هو العد التنازلي الرابع للذهاب من 99 باقي لك خمسة ثواني |
| O Beş saniye içerisinde bu sistemde, ne yaptıklarını bilen insanlar için sızabilir ve koca ana sistemin bir kopyasını yaratabilir. | Open Subtitles | في الخمس ثواني في هذا النظام شخص يعرف بعض الاشياء يمكن ان يخترق الحماية المركزية ويأخذ نسخة منها |
| Ben hastayım. Beş saniye bile yalnız kalma yeteneğim yok. | Open Subtitles | أنا مريضة، ليس لدى القدرة لأظل بمفردى لمدة خمس ثوانى |
| Bu etki saniyelerle belki Beş saniye idi. | Open Subtitles | وقد كان الأثر في نطاق الثواني ، ربما خمسة ثوان |
| Sadece Beş saniye daha susmanı istiyordum. | Open Subtitles | لن أخضع أبدا لذلك الأحمق كل ما طلبته منك أن تغلق فمك لخمس ثوان |
| Kolay kullanım. Kapağı kaldırın ve emici uç üstüne Beş saniye işeyin. | Open Subtitles | سهلة الإستعمال ، إرفعي الغطاء، وبلليه فى البول ثم أنتظري لخمس ثواني |
| Bu hayalet Beş saniye içinde sizi öldürür. | Open Subtitles | سيقضي عليكما الإثنين خلال خمس ثوانِ. |
| Beş saniye, ardından seni şu dolaplardan birine sokarım. | Open Subtitles | خمسة ثوانٍ و سأحشركَ في إحدى هذه الخزانات |