| Ben Merkez'de onu arıyordum, ve o beşiğinde değildi. | Open Subtitles | أنا كنت أبحث عنها فى المركز و هى لم تكن فى سريرها |
| Sana da, polise de onu beşiğinde bulduğumu söyledim, ama... | Open Subtitles | لقد أخبرتك وأخبرت الشرطة أنى وجدتها فى سريرها |
| Pete, Lucas beşiğinde değil. Eskiden babamla beraber çizgi film izlerdik. | Open Subtitles | لوكاس ليس في سريره ابي وأنا اعتدنا مشاهدة الرسوم المتحركة معاً |
| Aile eve döndüğünde çocuk, beşiğinde ağlıyormuş. | Open Subtitles | الطفل كان يبكى فى سريره عندما اتت الاسرة للمنزل |
| Elvis'i aldığım gece eve gelmiştim ve onu beşiğinde, onun gittiğini bile fark etmeyecek kadar... | Open Subtitles | نعم، ذلك بسبب انك اخذت ابني وتركتني اخذته عندما عدت بأحد الليالي ووجدته يبكي في مهده |
| Bu cennetin el değmemiş beşiğinde yeni bir ırk yaratılacak, mükemmel fiziksel özellikleri olan bir ırk. | Open Subtitles | -هنا في مهد السموات الغير ملوثة -سيتم خلق جنس جيد سيكون مميز -جنس مثالي من النمازج الطبيعية |
| Annem seni hastaneden getirdiğinde beşiğinde seni boğmaya kalkmıştım. | Open Subtitles | حينما أتت بك أمي من المشفى بعد ولادتك حاولت خنقك في المهد |
| Sana da, polise de onu beşiğinde bulduğumu söyledim, ama... | Open Subtitles | لقد أخبرتك وأخبرت الشرطة أنى وجدتها فى سريرها |
| beşiğinde ayağa kalkabiliyor, evin duvarları boyunca dolanıyor. | Open Subtitles | تقوم بالوقوف في سريرها وتنطلق مستعينة بكل حوائط الشقة |
| Ama minik bebekleri beşiğinde yatıyormuş. | Open Subtitles | ابنتهم الرضيعة , تم تركها في سريرها دون المساس بها |
| Muazzam bir şey. Bu uygulama, Willow beşiğinde uyurken onu izlememizi sağlıyor. | Open Subtitles | يا إلهي هذا جميل إنه تطبيق يجعلني أراقب طفلتي " ويلو " وهي في سريرها |
| Yukarıda, beşiğinde. | Open Subtitles | بالأعلى في سريرها |
| Yani, İsa ile çay içmek ya da Hitler'i beşiğinde boğmak gibi mi? | Open Subtitles | قصدك مثل , تناول الشاي مع المسيح , او حنق هتلر في سريره ؟ |
| Keşke Hymie'yi de beşiğinde görebilseydim. | Open Subtitles | كل ماتمنيته هو رؤية طفلي على سريره |
| - Bebeğim ikinci katta, beşiğinde. | Open Subtitles | طفلي بداخل سريره بشقة في الطابق الثاني |
| beşiğinde uyuyor tatlım. Ayrıca o daha 1 yaşında bile değil. | Open Subtitles | إنه ينام في مهده يا عزيزي كما أنه لم يبلغ العام بعد |
| beşiğinde uyurken çok huzurlu görünüyor. | Open Subtitles | يبدو جدا مسالم وهو نائم في مهده. |
| Kaderi beşiğinde ölüp tarih kitaplarının onu unutması değil; | Open Subtitles | مصيره لن يكون الموت في مهده, منسي من قبل التاريخ! بل لقيادة هذا البلد |
| Arthur cennetin beşiğinde huzur bulsun ve bu dünyada çektiği acılar yaradanın evindeki sonsuz hayatında iyileşsin. | Open Subtitles | رُبما يكون آرثر يرتاح فى مهد النعيم و الإنتهاكات التى تعرض لها فى هذا العالم رُبما تكون قد شُفيت بحياته الداخلية فى بيت الرب |
| Aşkın beşiğinde sallanmak, ha? Evet. | Open Subtitles | Rocki ' مهد الحبِّ , h؟ |
| Bebek ilk zamanlarda beşiğinde uyumaya alışmazsa artık yatakta yatmaya alışacaktır. | Open Subtitles | إن لم تضع الطفل في المهد باكراً فهو يعتاد على النوم في الفراش |
| "Gerçekleşmeyecek arzuları büyütmektense daha bebekken beşiğinde öldürmeli." | Open Subtitles | اقتلها بسرعة بينما تكون طفلة في المهد عوضا عن أن ترعى رغبة طليقة |
| Bir akşamüstü, bir ejderha evimize girdi ve seni beşiğinde buldu. | Open Subtitles | ثم ذات ليلة، اقتحم تنين منزلنا ووجدك في مهدك |