| Ve şu oynaştığı nişanlı kız, ateşliydi, hani şu becerdiği kız. | Open Subtitles | وتلك الفتاة التي لعبت دور المخطوبة، كانت مثيرة الفتاة التي ضاجعها |
| Gittiği yerler bitirdiği işler, becerdiği kadınlar. | Open Subtitles | عن الأماكن التى ذهب اليها جرائم قام بها و نساء ضاجعها |
| Geçen beş yılda becerdiği kızlardan bahsetmeliydi. | Open Subtitles | بل ما وجب إخباره إيّاه، هوّ كل الفتيات التي ضاجعها في الخمس سنين المنصرمة |
| Bu yüzden ağzına sıçılan tek kişi becerdiği kadın. | Open Subtitles | والشخص الوحيد الذي سيبقى مشتعلا على الفحم هي المرأة التي ضاجعها |
| Millet o Jimmy'nin arkadan becerdiği D.O.G. | Open Subtitles | يا فتيات هذه هى من ضاجعها جيمى |
| Şu becerdiği hatun. | Open Subtitles | الفتاة التي ضاجعها |