| Hepsi bu ihtiyarın, ona bedava içki ısmarlasınlar diye anlattığı bir hikaye. | Open Subtitles | أنها مجرد قصة هذا الرجل العجوز من أجل أن يحصل لنفسه على مشروبات مجانية |
| - Defol buradan! - Hey, herkese bedava içki var. | Open Subtitles | أخرج من هنا مشروبات مجانية للجميع على المحل |
| Bugün bizim yıldönümümüz! - Herkese bedava içki bizden! | Open Subtitles | إنها ذكرى زواجنا , مشروبات مجانية للجميع |
| Şurada oturan hayranlarıma bedava içki veriyorum. | Open Subtitles | أنا فقط آخذ المزيد من المشروبات المجانية من أجل المعجبين هناك. |
| bedava içki var, değil mi? | Open Subtitles | 49,917 حسنا سوف يكون هنالك شراب مجاني اليس كذلك؟ س |
| bu gece Sizin için fazla bedava içki yok, Samuel. | Open Subtitles | لا مشروبات مجّانية (لك اللّيلة، ( صموئيل |
| Bir yüzüğün bütün gece boyunca bedava içki içmemizi sağlayabileceğini kim bilebilirdi ki? | Open Subtitles | من كان يدري أن خدعة الخاتم ستعطينا مشروبات مجانية في كل مكان؟ |
| Otel, yolda kaldığında verdiği gibi bize bedava içki verir. | Open Subtitles | حسناً, قد يعطينا الفندق مشروبات مجانية كما يفعلون عندما نلتصق بالقار |
| Ayrıca istediğim zaman bedava içki alabilirim. | Open Subtitles | بالإضافة أنه يمكنني الحصول على مشروبات مجانية كيفما أريد |
| Kimseyi incitmez, ve dikkatleri çekiyoruz ve de bedava içki cabası. | Open Subtitles | لا تؤذي أي أحد نحصل على الإنتباه و مشروبات مجانية |
| Yani, bedava içki alabilmek için bar yalanları atıyor, ama ta derinlerde, o iyi bir insan. | Open Subtitles | ,هيا تكذب في الحانة لتحصل على مشروبات مجانية و لكن في اعماقها هيا انسانة جيدة |
| Bize bedava içki vererek hiçbir şey kaybetmedi. | Open Subtitles | أعني , أنه لايخسر شيئًا من خلال إعطائنا مشروبات مجانية. |
| Geride durursan tüm gece bedava içki alabilirim. | Open Subtitles | لو جلست في الخلف، يمكنني أن أحضر لنا مشروبات مجانية طوال الليل. |
| Pompayı barda kullanırsan, bedava içki alacağımıza söz veriyorum. | Open Subtitles | كما تعلمين، اذا استخرجتِ الحليب من ثديكِ داخل الحانة أعدكِ أننا سنحصل على مشروبات مجانية |
| Bir kasa bira, Yellow Rose Café'de bedava içki gibi. | Open Subtitles | صندوق من البيرة و مشروبات مجانية فى مقهى " الزهرة الصفراء" |
| Kızlar, bedava içki, toz. | Open Subtitles | فتيات، مشروبات مجانية امرح قليلاً |
| Tv'deki futbol oyunları için birleştirilmiş sarı çizgileri icat ettiğim bir bar yalanı anlattım ve binlerce bedava içki alıyorum. | Open Subtitles | لقد اخبرت ساقي الحانة كذبة، بأنني اخترعت ،ذلك الخط الأصفر الإفتراضي في لعبة كرة القدم على التلفاز و انا احصل على الآف المشروبات المجانية |
| bedava içki verip göz hizasında dekoltesi olan kokteyl garsonlarına dikkat edin. | Open Subtitles | واحترسوا مما تقدّمه النادلات من شراب مجاني وعيونهنّ الزجاجية |
| Beni yakalayana bedava içki var! | Open Subtitles | مشروبات مجّانية لمن يمسكني! |
| "Ölüyü beklemenin tek iyi yanı bedava içki olması" derdi. | Open Subtitles | كان يقول أن أجمل ما بالتشييع هو الشراب المجاني |
| Bazen kazanırlar, keyiflenirler, biz de onlara daha çok bedava içki veririz. | Open Subtitles | أحيانا يكسبون ويصبحون سعداء. ولذا فنعطيهم المزيد من الشراب مجانا. |
| Ama güzel olacak, bedava içki, yemek ve seksi kızlar. | Open Subtitles | لكنه سيكون جيداً، مليء بالمشروبات المجانية الطعام المجاني و المثيرات |
| Adamı duydunuz! Havuz kenarında bedava içki! | Open Subtitles | حسنا، سمعتم الرجل المشروبات المجّانية في البركة |
| ...bende bulunmayan bir şey isteyene bir kadeh bedava içki veriyorum. | Open Subtitles | شراب مجانى لأى شخص يطلب منى شيئا ليس عندى هنا. |