| Ama aslında, evlenene kadar bir bekleme salonuna sıkışıp kalırız. | Open Subtitles | لكن، حقاً، نحن عالقين في غرفة الإنتظار إلى أن نتزوج |
| Gun, onlara bekleme salonuna kadar eşlik et Avatar gelene kadar orada beklesinler. | Open Subtitles | رافقهم إلى غرفة الإنتظار حتى تصل الأفاتار |
| Hastalar kliniğin bekleme salonuna doluşuyorlar. | TED | المرضى متراكمون في غرفة الانتظار في العيادة. |
| Ameliyatınız bittiği zaman eşinize bakmak için bekleme salonuna gittim. | Open Subtitles | عندما انتهت جراحتك... ذهبت للبحث عن زوجتك في غرفة الانتظار. |
| Tüm ekipler, Acil Servis bekleme salonuna! | Open Subtitles | نداء إلى جميع الوحدات بالتوجه الى غرفة الانتظار |
| Böylece Barry'i aradım, ve onun sayesinde, 1995 yılı Ocak ayında Boston Tıp Merkezi Pediatri Kliniğinin bekleme salonuna gittim. | TED | لذلك اتصلت بباري, و بمباركته, في تشرين الاول في عام ١٩٩٥ دخلت الى غرفة الانتظار في عيادة الاطفال في المركز الطبي في بوسطن. |
| - bekleme salonuna gidebilirsin yani. | Open Subtitles | بامكانك الذهاب الى غرفة الانتظار حسناً |