| Ben de sana biraz beklemeni söyledim ama sen topukladığın gibi gittin. | Open Subtitles | و أخبرتك أن تنتظر, ولكنك رحلت لتذهب لمكان لا يعلمه إلا الله |
| Yüzüğü almanı, birkaç gün beklemeni, rehine bırakmanı ve makbuzu saklamanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تأخذه، أريدك أن تنتظر ليومان، قم برهنه، ثمّ إحتفظ بالبطاقة |
| Sadece bir dakika daha beklemeni istiyorum. Söz. | Open Subtitles | سأطلب منك ان تنتظر هنا فقط لدقيقه أخرى، اعدك |
| Yani senin için sakıncası yoksa, burada beklemeni tercih ederim. | Open Subtitles | لذا ان كان لا يوجد مانع افضل ان تنتظري هنا |
| Sana silah doğrulttuğum için özür dilerim. beklemeni istemiştim sadece. | Open Subtitles | آسفة أنّي صوّبت مسدسي نحوك لقد أردتك أن تنتظري فحسب |
| - Bütün gece beni beklemeni istemem. - Pekala. Fark etmez. | Open Subtitles | ـ لا أريدك أن تنتظريني طيلة الليل على أي حال ـ حسنا |
| Yanımdayken öylece oturup, kaygılanıp, sürekli beni izleyip sıradaki deliliğimi beklemeni istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريدك أن تجلس معي، وتقلق، وتراقبني تنتظرني أن أفعل الأمر الجنوني |
| - Gerçek şu ki, yok, Woody bu yüzden sabaha kadar beklemeni öneriyorum. | Open Subtitles | لو كان لدى زراعين الحقيقة انك لست لديك يا وودى لذا فانا اقترح ان تنتظر حتى الصباح |
| - Traş eden mi? - Sana arabada beklemeni söylemiştim! | Open Subtitles | البيسمول و الهيكتور لقد أخبرتك أن تنتظر فى السيارة |
| Sana koridorda beklemeni söylemiştim. | Open Subtitles | جيبز : قلت لك أن تنتظر في القاعة فورنيل : |
| Bu kişisel.Bu yüzden dışarıda beklemeni istiyorum. | Open Subtitles | لهذا السبب بالتحديد أنا أردك أن تنتظر خارج. لا، رجاء. أستجداك. |
| O yüzden gelip senden biraz daha beklemeni rica etmemi istedi. | Open Subtitles | لذا طلبت مني أن أطلب منك لو لا تمانع أن تنتظر لفترة أطول |
| Ajan Cramer, Lysowsky ile konuşurken dışarıda beklemeni rica edeceğim. | Open Subtitles | العميل كرايمر سأضطر للطلب منك ان تنتظر خارجا بينما نتحدث مع ليسفسكي |
| Sana beklemeni söyledim ama sen hala devam ediyorsun! | Open Subtitles | لقد طلبت منك أن تنتظر لكن لا تزال مستمراً |
| Odanın dışında beklemeni istiyorum bir süre çünkü Esther teyzenin kendine çeki düzen vermek isteyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | أود منكِ أن تنتظري خارج الغرفة قليلاً لأن العمة إيسثر ستجهز نفسها |
| Güzel restoranlara gittiğimiz ve ben ödeme yaparken sana arabada beklemeni söylediğim zamanları hatırlıyor musun? | Open Subtitles | تتذكرين حين ذهبنـا إلى مطـعم فـاخر و أخبرتك أن تنتظري في السيـارة بينمـا أدفع الحسـاب ؟ |
| O benim kumbaram. Burada beklemeni istiyorum. | Open Subtitles | تلك فقط حصالتي الخنزيرية حسنا أريدك أن تنتظري هنا |
| - Beni orada beklemeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدكِ أن تنتظريني هناك إلى أين أنتِ ذاهبة؟ |
| Sana ofisimde beklemeni söylemiştim. İçime birşey doğdu. | Open Subtitles | ـ قلت لك أن تنتظرني في مكتبي ـ لدي شعور مسبق |
| Telefonun yanında oturup seni aramamı beklemeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تجلسي بجوار الهاتف وتنتظري مكالمتي هل يمكنكِ هذا؟ |
| Oturmanı ve sana buz getirirken beklemeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدكِ أن تجلسي هنا وتنتظريني حتى أحضر لكِ بعض الثلج. |
| Sana beklemeni söyledi seni köpek. O senin kaptanın, bir donanma memuru. | Open Subtitles | لقد أخبركم أن تنتظروا أيها الأغبياء إنهم قبطانكم، ضابط بحري |
| Hayır, Grady. Burada beklemeni istiyorum. | Open Subtitles | لا يا جريدى ,اريدك ان تنتظرنى هنا |
| Ve eminim senin burada beklemeni isteyecektir. | Open Subtitles | أجل , وأنا متأكدة تماماً من أنها تريدك أن تنتظرها هنا |
| Bu yüzden beni beklemeni istemiyorum. | Open Subtitles | لهذا السبب لا أريدكِ أن تنتظرينني |
| Şimdi senden yurda gidip beni orada beklemeni istiyorum. | Open Subtitles | . وانتظريني هناك اراك قريباً , حسناً؟ |