| Eğer öyleyse yanıt beklemeyin. | Open Subtitles | لا تتوقع جواباً إن كانت تلك الطريقة التي أرسلت البرقية بها |
| şeklindeydi. O 100.000 insana, o 100.000 mektuba benim mesajım ise: Washington'u beklemeyin. | TED | رسالتي لهؤلاء المئة ألف شخص، هذه المئة ألف رسالة هي: لا تنتظروا واشنطن. |
| Aileyle beraber Noel ağacı alma... Yapıldı! Beni beklemeyin! | Open Subtitles | جولة العائلة لشجرة الكريسماس تمت لا تنتظروني |
| Ama benden gözlerinizin önünde bu numarayı yapmamı beklemeyin, çünkü duvarı delip geçme olasılığım gülünç derecede küçük. | TED | و لكن لا تتوقعوا مني أن اقوم بالخدعة أمام اعينكم, لان احتمال أن اخترق الجدار صغير لدرجة تبعث على السخرية. |
| John, Evinde gibi hisset. çay falan iç. Beni beklemeyin! | Open Subtitles | جون" اعتبر نفسك في منزلك" تناول فنجاناً من الشاي ، لا تنتظرني |
| Herkes hakkında her detayı hatırlamamı beklemeyin benden. | Open Subtitles | لا يمكن أن تتوقعي أن أتَذّكر كل التفاصيل عن كل شخص |
| Süpermen hakkında olmadıkça geri dönüş beklemeyin. | Open Subtitles | لكن لا تتوقع معاودة الأتصال، إلا إذا كان بخصوص سوبرمان. |
| Sakın kolayca çözebileceğinizi beklemeyin. | Open Subtitles | لا تتوقع انه سهل الحل، مع اننا وجدنا بروفيسور رياضيات.. |
| Panikten ben sorumlu olmak istemiyorum ve çabucak filikalara binin, sakın beklemeyin. | Open Subtitles | وأصعدوا على المركب بسرعة لا تنتظروا أتتذكري الذي أخبرتك به حول المراكب؟ |
| Size yalvarıyorum, savaş alanında sakın ola sizi kurtarmasını beklemeyin. | Open Subtitles | لذا أناشدكم، لا تنتظروا منه أن ينقذكم في ساحة المعركة. |
| Lütfen beni beklemeyin. Başlayın, yemeğiniz soğuyacak. | Open Subtitles | أرجوكم لا تنتظروني ليبدأ الجميع، الأكل سيبرد |
| Beni beklemeyin. Tatlı yemem. | Open Subtitles | لا تنتظروني , فأنا لا آكل الحلوى |
| Elimi sıkabilirsiniz yada kıçımı öpebilirsiniz, ...ama benden karşılık vermemi beklemeyin. | Open Subtitles | صافحوني أوقبلوا كل مكان ٍ في جسمي لكن لا تتوقعوا مني أن أبادلكم الشيء نفسه |
| Şimdi, bir anda hislerin değişmesini beklemeyin. | Open Subtitles | لا تتوقعوا أن تشعروا بشعور مختلف بشكل مباشر |
| Önce bir yere uğramam gerek. Beni beklemeyin. | Open Subtitles | لا سأتوقف بمكان ما أولا لا تنتظرني |
| Uyumak için beni beklemeyin. 10. | Open Subtitles | ـ لا تنتظرني ـ حتى الساعة العاشرة |
| Eğer benimle poker oynayacaksanız, iyi bir adam olmamı beklemeyin. | Open Subtitles | إذا اردت لعب البوكر معي لا تتوقعي مني ان اكون لطيفا |
| - Fünyeyi ateşe verin ve kaçın havai fişekleri beklemeyin. | Open Subtitles | أشعلا المتفجرات واركضا، لا تنتظرا مشاهدة الألعاب النارية. |
| Kapıyı kilitleyin. Beni beklemeyin. Gidin hadi! | Open Subtitles | وأغلقا على نفسيكما ولا تنتظراني اذهبا الآن |
| - Sakın beni beklemeyin. Söz ver. - Ama... | Open Subtitles | لا تنتظريني, إوعديني بذلك إوعدي |
| Aday sizseniz işverenin istemesini beklemeyin. | TED | وإذا كنت مرشحا، لا تنتظر من صاحب العمل أن يطلب. |
| -Bizim için beklemeyin. - Seni duyamadım. | Open Subtitles | ـ لا تنتظرنا ـ انك انفصلت , قلها مجدداً |
| - Bizi beklemeyin. | Open Subtitles | لا تنتظرونا سنتأخر جدا في الحقيقة |
| Ofisinin yeni resimlerini çektiriyor. beklemeyin dedi. | Open Subtitles | إنه يلتقط صورها الجديدة للعمل قالت لا تنتظرونى |
| İyi bir aşçıymış. - Benden aşçı olmamı beklemeyin. | Open Subtitles | لا تتوقعون منى أن أقوم بدور كبيرة الطهاة لكم يا رفاق. |
| Ah, hayır, hayır. Brody'i beklemeyin. | Open Subtitles | آه لا تُنتظرْ برودي |