| Bir fabrika dolusu insan da buna bel bağlamış durumda. | Open Subtitles | و لدي مصنع مليئ بالعمال يعتمدون على الأمر. |
| Baba, buradaki üç adam da sana bel bağlamış durumda. | Open Subtitles | أبي , لديك هنا ثلاث رجال طيبين يعتمدون عليك |
| Yaklaşık olarak iki milyon insan -- bu da demek oluyor ki bu dünyadaki her üç insandan biri -- Himalayalar' dan gelecek suya bel bağlamış durumda. | TED | قرابة المليارين نسمة -- واحد من كل ثلاثة أشخاص على كوكب الأرض يعتمدون على المياة من الهمالايا. |
| Dışarıda bize bel bağlamış insanlar var! | Open Subtitles | الان .. هناك ناس في الخارج يعتمدون علينا ... |
| Mesele şu: Sana bel bağlamış insanlar var. | Open Subtitles | المقصد هو، أن هناك أُناس يعتمدون عليك |
| Bana bel bağlamış birçok insan var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الناس يعتمدون علي |
| Bir ailem var. Bana bel bağlamış insanlar var. | Open Subtitles | لدي عائلة، لدي أشخاص يعتمدون علي. |
| Evet, bana bel bağlamış durumdalar. | Open Subtitles | نعم , انهم يعتمدون علي |
| Herkes bana bel bağlamış durumda. | Open Subtitles | الجميع يعتمدون عليَّ. |
| Bu gece hepsi bana bel bağlamış durumda. | Open Subtitles | جميعهم يعتمدون علىّ الليلة |