| Ama bu makama geldiğinden beri içinde bir savaşçı belirdi. | Open Subtitles | ولكن هناك محارب ظهر فيك منذ أن أخذت هذا المنصب |
| Bir ay geçmeden Fa Hai kapılarının önünde belirdi. | TED | بعد مرور أقل من شهر، ظهر فا هاي على عتبة بابهما. |
| İçeri yeni girmiştik ki bu çekici adam birden karşımızda belirdi. | Open Subtitles | و لم نقضي وقتا طويلا حتىفجأة.. هذا الرجل الفاتن ظهر |
| Son poşete geldim, 80. kopyaya, birden anne ayı belirdi | TED | وصلتُ إلى الكيس الأخير، النسخة رقم 80، وفجأةً، ظهرت الدبة الأم الرمادية مرةً أخرى. |
| Tam Svadilfari'yi yanına çağırdığında bir kısrak belirdi. | TED | ولكن عندما نادى لسفادلفاري، ظهرت فرسٌ في الحقل. |
| Cybertron civarında garip görünüşlü bir gezegen belirdi. | Open Subtitles | هذا هو جاز انه كوكب شكله غريب لقد ظهر للتو فى ضواحى سيبرترون |
| İyi haber millet. Noel Baba, Tek ve eşsiz sonunda belirdi. | Open Subtitles | خبر سار للجميع بابا نويل الاصلي اخيرا قد ظهر |
| İyi haber millet. Noel Baba, Tek ve eşsiz sonunda belirdi. | Open Subtitles | خبر سار للجميع بابا نويل الاصلي اخيرا قد ظهر |
| Postadan bu şey geldikten bir hafta sonra testi değerlendirmek üzere kapıda bir satıcı belirdi. | Open Subtitles | بعد أسبوع، أتى هذا عبر البريد، ظهر رجل المبيعات هذا ليقيّم إختبارنا. |
| ...birden kıvırçık saçlı, başında şapkası olan, çok yakışıklı bir adam belirdi. | Open Subtitles | حينها ظهر ذلك الرجل الوسيم بشعره الاسود المجعد تحت قبعته رجل وسيم جداً |
| Sembollerden biri gizemli bir şekilde onun ahırında belirdi. | Open Subtitles | ثم أحد الرموز من الكهوف ظهر بشكل غامض بحظيرته |
| Evet. Dün öldü. Sonra dün gece ahırımın kapısında belirdi. | Open Subtitles | لا توفي بالأمس ثم في الليل ظهر في حظيرتي |
| Köyün üstünde parlak bir ışık belirdi... ve tepelere düştü. | Open Subtitles | ظهر نور ساطع فوق القرية. سقط بين التلال. |
| Şimdi bir bacada kucağında çocuk olan bir kadın belirdi. | Open Subtitles | والآن هناك إمرأة تحمل طفل قد ظهرت على سطح أحد المباني |
| Sonra sislerin arasından bir kurtarma gemisi belirdi ve bizi kurtardı. | Open Subtitles | عندئذ ظهرت سفينة انقاذ من الضباب وأنقذتنا. |
| Ama daha yakından baktığımda orman bükülmeye başladı, kapının etrafında cafcaflı bir ışıkla ses belirdi ve güm. | Open Subtitles | لكن عندما أقتربت ظهرت الأضواء و البريق و أندفعت للداخل |
| Şimdi bir bacada kucağında çocuk olan bir kadın belirdi. | Open Subtitles | والآن هناك إمرأة تحمل طفل قد ظهرت على سطح أحد المباني |
| Albay, alıcılarımızda bir cisim belirdi. 3000 km önümüzde. | Open Subtitles | العقيد , عربة فقط ظهرت على محسّساتنا. متقدّم جدا على بعد 3,000 نقرة |
| Efendim, otuz küsür gemi yörüngede belirdi, gezegen etrafında yer tutuyorlar. | Open Subtitles | ظهرت 30 سفينة أخرى بالمدار، وتتموقع حول الكوكب |
| İşim bittikten sonra da, çıkmak için kalktım ve sanki vanilya kokulu bir melek edasıyla, o, önümde belirdi. | Open Subtitles | وبعد ذلك عندما أنتهيت,وقفت لأرحل وهي قامت بالظهور أمامي مثل نوعاً ما من الملائكة برائحة الفانيلا |
| Aniden büyük bir ışık belirdi ve Tanrının kudretli bir meleği onların karşısında durdu. | Open Subtitles | وفجـاءة ضوء عظيم وظهر أمامهم ملاك هائل من الرّب |
| Birkaç hafta evvel görünmez bir Kubbe bizi dünyanın tamamından ayıracak şekilde Chester's Mill'de belirdi. | Open Subtitles | "منذ أسبوعين، قبة خفية سقطت على (تشيسترز ميل)" "مما تسبب بعزلنا عن بقية العالم" |