| Nihayetinde, ne derece yenileşmeci olabileceğimizi belirliyor. | TED | وهذا في النهاية يحدد كيف يمكننا أن نكون مبتكرين. |
| Şimdi, bu soruyu sevmiyorum çünkü son 50 yıldır gıda sistemimizin mantığını belirliyor. | TED | والآن أنا لا احب هذا السؤال لانه يحدد المنطق الذي يقوم عليه نظام غذائنا لمدة ال50 عام المنصرمة |
| Bunu basit bir şey gibi söylüyorsun ama bu meret benim evde kalmamı veya buraya dönmemi belirliyor. | Open Subtitles | أنت تقول هذا بسّهولة، لكن هذا الأمر يحدد ما إذ كان بأمكاني البقاء في البيت. عُـد إلى هنا |
| Bu lokmacıklar genleri temsil ediyor ve sizinle ilgili her şeyi belirliyor. | Open Subtitles | كل واحدة من هذه الحبات النازلة مع البراز تحدد كل شيء عنك |
| Penny'nin iyi ve kötü özellikleri onun kim olduğunu belirliyor. | Open Subtitles | فإمكانيات بيني سواء الجيدة أو السيئة هي التي تحدد شخصيتها |
| Kapanın içinde sinek olup olmadığını belirliyor ve sonra kapanıyor. | TED | إنها تحدد ما إذا كانت هناك ذبابة داخل المصيدة، وبعدها تنغلق. |
| Bu bir lig oyunu, gelecek raunta kimin kalacağını bu belirliyor. | Open Subtitles | -هذه لعبة دوري ستحدّد من سيدخل الجولة القادمة |
| Hedefini belirliyor. | Open Subtitles | -إنه يطلق سهمه |
| Toplumumuzda açıkça birinin karakterini saatler belirliyor. | Open Subtitles | في مجتمعنا، الوقت يحدد شخصية الفرد بشكل واضح |
| Nehir yatağının haritasını çıkararak ona göre kendi yolunu belirliyor. | Open Subtitles | برنامج لصناعة السيارات . انه يحدد مكان النهر ويطبط طريقه وفقا لذلك |
| Şekli evrenin nasıl yaşayacağını ve sona ereceğini belirliyor. | TED | والشكل هو الذي يحدد كيف سيعيش الكون وكيف سيموت . |
| Ruhları sorguya çekerek yaşam sürelerini belirliyor. | Open Subtitles | يمتحن الأرواح و يحدد أرواح البشر |
| Peki işe alma politikanızı kim belirliyor? | Open Subtitles | و ما الذي يحدد سياسة التوظيف ؟ |
| Enerji kaynaklarının yerini belirliyor sonuçta, değil mi? | Open Subtitles | أليس صحيحاً بأنه يحدد مصادر الطاقة |
| Yuvanın sıcaklığı yavruların cinsiyetini belirliyor. | Open Subtitles | درجة الحرارة تحدد نوع الجنس للأجنة داخل البيض |
| Silah teknolojimiz Savunma Bakanlığı'nın stratejilerini belirliyor. | Open Subtitles | تقنيات الأسلحة الخاصة بنا تحدد إستراتيجية وزارة الدفاع. |
| Maaşları, Papazlar Meclisi ile Okul Komitesi belirliyor. | Open Subtitles | مجلس الكنيسه ولجنة المدرسه تحدد الرواتب. |
| Gideceğim yeri ayaklarım belirliyor, bedenim de onları takip ediyor. | Open Subtitles | وأترك قدمي تحدد الوجهة وبقية جسدي يتبعها وحسب. |
| Biz bırakıyoruz ve bizim değerimizi sigorta uzmanları ve bilançolar belirliyor. | Open Subtitles | نحن نجعل خبراء التأمين وكشوفات الرصيد تحدد ميراثنا |
| Diğer bütün Netflix algoritmaları gibi, 'Pragmatik Kaos' da sonunda kiralanan filmlerin yüzde 60'ını belirliyor. | TED | كمعظم خوارزميات نيتفليكس Netflix تحدد في نهاية الامر 60% من سوق الأفلام التي يتم إستئجارها |
| Gelecek raunda kimin kalacağını bu belirliyor. | Open Subtitles | ستحدّد من سيدخل الجولة القادمة -هل أنا مخطئ؟ |
| Hedefini belirliyor. | Open Subtitles | -إنه يطلق سهمه |