| Belki katil, saldırdığı sırada o boşlukta duruyordu. | Open Subtitles | ربما القاتل كان يقف في ذلك الفراغ عندما هاجم. |
| Belki katil bu adamın teşhis edilmesini istememiştir. | Open Subtitles | ربما القاتل لم يرد ان يتم التعرف على هذا الرجل |
| O zaman, Belki katil balonu şişirmekle aynı yolu kullandı. | Open Subtitles | حسنا .أذن ربما القاتل قام بضخ الماء بنفس الطريقة التي تنفخ بها البالونات |
| Belki katil onu bulmamızı istiyordu. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا القاتل أرادَها أَنْ تُوْجَدَ. |
| Belki katil onu yanında götürmüştür. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا القاتل أَخذَه مَعه. |
| Ya da Belki katil zinciri kızı öldürdükten sonra takmıştır. | Open Subtitles | أو قد يكون القاتل هو من وضع سلسلة بعد أن قتلها |
| Belki katil bir hatıra almıştır. | Open Subtitles | ربما قاتلنا أخذ معه تذكار |
| Belki katil daha önce gelip adamı şaşırtmaya karar vermiştir. | Open Subtitles | ربما القاتل وصل هنا أولاً وقرر مفاجأته |
| Belki katil kendisinin öyle olduğunu düşünmemizi istedi. | Open Subtitles | ربما القاتل فقط يريد إيهامنا . بذلك |
| Belki katil bıçağı atmıştır. | Open Subtitles | لذلك، ربما القاتل قذف السكين. |
| Belki katil, hastalığını bildirmedi. | Open Subtitles | ربما القاتل ولم يبلغ عن مرضه. |
| Belki katil de ilgilenmiştir. | Open Subtitles | ربما القاتل ذهب اايضاً |
| Yok. Belki katil kendini yaraladı. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا القاتل قَطعَ نفسه؟ |
| Lauren nerede bilmiyorum. Belki katil peşindedir. | Open Subtitles | (أجهل أين تكون (لورين قد يكون القاتل يطاردها |
| Belki katil Molly'nin müşterilerinden biridir . | Open Subtitles | قد يكون القاتل أحد زبائن مولي |