| Ben aslında neden giremediğimi öğrenmek istedim? | Open Subtitles | أنا في الواقع أريد أن أعرف لماذا لم ألتحق بكم؟ |
| Herkesle çok iyi geçinirim. Ben aslında tam bir insan aşığıyımdır. | Open Subtitles | أنسجم مع الناس بشكل رائع حقاً, أنا في الواقع شخص يحب الناس كثيراً |
| Biliyorsun, Ben aslında, orada bazen arkadaşını görürdüm. | Open Subtitles | أنتي تعلمي,أنا.. في الواقع أعتدت أنا أرى صديقك في بعض الأحيان هناك |
| Hayır, Ben aslında o devrin eserlerinden sorumluyum. | Open Subtitles | لا، أنا في الحقيقة مسؤولة عن المصنوعات اليدوية القادمة من تلك الفترة. |
| Ben aslında hayatını kaybeden genç adamlara odaklanmıştım. | Open Subtitles | أنا في الحقيقة أركز على الشباب الذين فقدوا حياتهم |
| Pekala, Ben aslında sadece İngilizce konuşuyorum ve biraz da Svahili. | Open Subtitles | حسنا، في الواقع أنا فقط استطيع التحدث باللغة الإنجليزية والسواحيلية. قليلا. |
| Ben aslında Bulldog'ların koçlarından biriyim. | Open Subtitles | أأم ، أنا في الواقع واحدة من مدربين بل دوغز الآخرين |
| Ben aslında buraya slumpbuster sözü verdikleri için geldim. | Open Subtitles | أنا في الواقع أتيتُ لهنا لأنهم وعدوني بمقابلة عاهرة |
| Ben aslında polise danışmanlık yapıyorum ve buraya da bir cinayet soruşturmasında yardımını almak için geldik. | Open Subtitles | بخير أنا في الواقع مستشار لدى الشرطة الآن ونحن هنا لأجل مساعدتك في قضية جريمة |
| Ben aslında, um... şuanda bir hikaye üzerinde çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا في الواقع... أعمل على قصة في الوقت الحالي |
| Ben aslında gizli bir devlet operasyonundayım. | Open Subtitles | أنا في الواقع عميل سرى حكومى متخف |
| Ben aslında bir bahçe gereçleri şirketinin ortağı değilim. | Open Subtitles | .. أنا في الواقع , لا أُدير شركة الأساس |
| Ben aslında sadece hava alıyorum. | Open Subtitles | أنا في الواقع على وشك المغادرة |
| Ben. Aslında ben birinci pilotu vurdum, o da yanlışlıkla ikinciyi vurdu. | Open Subtitles | أنا في الحقيقة أطلقت النار على الطيار الأول وهو قتل الطيار الثاني بالخطأ. |
| Ben aslında kendimi iyileştirmek ve daha iyi olmak için küçük bir deney yapıyorum. | Open Subtitles | أنا في الحقيقة أقوم بعمل بحث خاص بي أحاول أن اتحسن |
| Ben aslında her şeyi okuyan kaçıklardan biriyim yani eğer bana verirsen çok sevinirim. | Open Subtitles | مرحباً، أنا في الحقيقة أحد أولئك الذين يقرأون أي شيء لذا إن أردتَ أن تُعطيني إياه فلا بأس بذلك |
| Evet, evet. Üzgünüm. Ben aslında... | Open Subtitles | نعم ، نعم ، نعم أسف ، لا ، أنا في الحقيقة |
| Yanlış. Çünkü ben ben değilim. Ben aslında... | Open Subtitles | أنت على خطأ لأنني شقي أنا في الحقيقة |
| Hayır, Ben aslında eski kız arkadaşımın izini kaybettim. | Open Subtitles | كلا أنا في الحقيقة فقدت أثر خليلة سابقة |
| Ona baktığımı mı sanıyorsunuz? Hayır, Ben aslında burada PowerPoint'in | TED | تظنون إنني أنظر إلى ذلك؟ لا , في الواقع أنا أنظر إلى نسخة خاصة |
| Ben aslında şöyle düşünüyorum; kız olmak o kadar güçlü bir şey ki herkesi kız olmamak için eğitmemiz gerekiyor. | TED | في الحقيقة أنا أعتقد أن تكون فتاة يعني أن تكون في غاية القوة لدرجة أننا دربنا الجميع على أن لا يصبحوا كذلك |
| Ben aslında Lily Smith'i arıyordum. | Open Subtitles | شكرا انا في الحقيقة ابحث عن ليلي سميث |