| Çamaşırlarını yıkar, ütü yapar, benden istediği her şeyi yapardım. | Open Subtitles | ، فعلت كل شئ طلبته مني سواء دفعت ليّ أم لم تدفع |
| Yaptığım tek şey benden istediği her şeyi yapmaktı, ve biranda, bunun yeterli olmadığına karar verdi. | Open Subtitles | فعلت كل ما طلبته مني و قررت ذات يوم أن هذا غير كافٍ |
| benden istediği son şey oğlunu buradan çıkarmamdı. | Open Subtitles | آخر أمرٍ طلبته منّي كان أن أُخرج إبنها من هُنا. |
| Ve şuan yanımızda olmasaydı, onu gururlandırmak için neden, benden istediği şeyi yapmaya uğraşayım? | Open Subtitles | فإن لم تكن معنا الآن، فلمَ سأكون قلِقٌ جدًّا حيال تنفيذ ما طلبته منّي وأن أجعلها فخورة؟ |
| benden istediği tek şey seni şehir dışına çıkartmamdı. | Open Subtitles | كل ما طلبه مني هو أن أخرجك من المدينة |
| Savcı öyle istedi. benden istediği son şey. | Open Subtitles | كان قرار النائب آخر شيء طلبه مني |
| benden istediği her şeyi yapıyorum. | Open Subtitles | إنني أفعل كل ما يطلبه مني |
| Lorenzo'nun benden istediği şey bu. | Open Subtitles | (هذا ما يطلبه مني (لورينزو |
| Böylece en azından annenin benden istediği şeyi yapmış olurum. | Open Subtitles | وهكذا أكون على الأقل فعلت ما طلبته مني |
| Ordunun benden istediği her şeyi yaptım. | Open Subtitles | لقد أتممتُ ما طلبته مني القوات |
| benden istediği şeyi yapamazdım. | Open Subtitles | -لمّ أقدر على فعل ما طلبته مني . |
| Her neyse, gitmeden önce, sadece benden istediği şeyleri sana söylemek istemiştim. | Open Subtitles | على أية حال، قبل أن أغادر، أردتُ فقط لأعود إليك بشأن ذلك الشيء الذي طلبته منّي -أجل |
| benden istediği şeyi yapıyordum. Bunu Klaus'a anlatmayın. | Open Subtitles | كنت أفعل ما طلبته منّي وحسب، لا تخبرا (كلاوس) بذلك. |
| Lütfen. Bay Merlyn'in benden istediği her şeyi yaptım. | Open Subtitles | رجاءً، لقد فعلت كلّ ما طلبه مني السيّد (ميرلن)! |
| benden istediği şeyi yapacağım. | Open Subtitles | سأفعل ما طلبه مني |
| General Said'in benden istediği şeyi yaptım. | Open Subtitles | (فعلت ما طلبه مني اللواء (سعيد |