| Var tabi, Beni bekleyen bir sürü insan var. | Open Subtitles | أجل، هناك الكثير من الناس في إنتظاري |
| Beni bekleyen bir taksi var. | Open Subtitles | ثمة سيارة أجرة في إنتظاري |
| Beni bekleyen bir taksi var. | Open Subtitles | ثمة سيارة أجرة في إنتظاري |
| Otelde Beni bekleyen bir nişanlım var... ve öğrendiğinde... | Open Subtitles | لدي خطيبها ينتظرني في الفندق ، الذي يجري لابد من سحقهم |
| Eğer bir üniversite bursu kazanamazsam, orada Beni bekleyen bir iş olacak. | Open Subtitles | أسمعي قصتي هناك عمل لي ينتظرني في ذلك المكان |
| Gemide Beni bekleyen bir sürü zor görev olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم أن هناك الكثير من الأعمال المستعجلة تنتظرني في السفينة |
| ...kapıda Beni bekleyen bir araba var ve polis arabası değil! | Open Subtitles | أن هناك سيارة تنتظرني في الخارج وهي ليست سيارة شرطة |
| Dairemde Beni bekleyen bir adam var. | Open Subtitles | الآن لو عذرتني يوجد رجل محترم ينتظرني في شقتي |
| Anlaşmanın bana düşen kısmını yaparsam ertesi gün Beni bekleyen bir atımın olacağını söyledi. | Open Subtitles | ووعدني بأنه سيحافظ على جزئه في الإتفاق، وسيكون هناك حصان ينتظرني في اليوم التالي. |
| Seattle'da Beni bekleyen bir iş var. | Open Subtitles | فلدي وظيفة تنتظرني في سيلتب |
| Kıştepesi'nde Beni bekleyen bir güzellik var. | Open Subtitles | لديّ جميلةٌ تنتظرني (في (وينترفيل. |