| " - Bu son şansın Leo. Beni hayal kırıklığına uğratma. | Open Subtitles | حسناً، فرصة أخيرة يا "ليو"، لا تخيّب رجائي. |
| Beni hayal kırıklığına uğrattın, geri zekalı. | Open Subtitles | أنت تخيّب ظنّي بك، أيّها الأحمق. أعتقد بأنّ عليّ أن أعلّمك درسًا. |
| Beni hayal kırıklığına uğratma. | Open Subtitles | اوه, هيا لا تخذليني الآن |
| Açıkçası Beni hayal kırıklığına uğrattın. Bana güvenirsin sanmıştım. | Open Subtitles | في الحقيقة أشعر بخيبة أمل قليلة بأنك لا تثق بي |
| Bütün herkes bekliyor, Lenny. Beni hayal kırıklığına uğratamazsın. | Open Subtitles | سوف أجعل جماعتي تنتظر ياليني لكن لا تخيب ظني |
| Beni hayal kırıklığına uğrattın Tess. | Open Subtitles | أنت تخيبين أملي. |
| Artık bunun farkına varmamın ve Beni hayal kırıklığına uğratmana son vermemin zamanı geldi. | Open Subtitles | آن الأوان أن أضع هذا بيقيني، وأكفُّكَ عن تخييب أملي فيكَ. |
| Hayır, bu imkansız, çünkü ben sana müdahale ediyorum. Beni hayal kırıklığı uğrattın, baba! | Open Subtitles | , لانني انا اعمل لك تدخل لقد خيبت املي في امور كثيره , والدي |
| Benjy, Beni hayal kırıklığına uğrattın, ve kovulmadığın için ne kadar şanslısın bilemezsin! | Open Subtitles | بينجي,لقد خيبت ظني بك أنك محظوظ لعدم فصلك ماذا؟ |
| Dylan, Phoebe, Beni hayal kırıklığına uğrattınız. | Open Subtitles | ديلان، فيبى، أَنا خاب أملى جدا في كلاكما. |
| Ya da nerede adamın Beni hayal kırıklığına uğratacağını ya da nerede kalbimi kıracağını ya da... | Open Subtitles | أو متى الرجل سيخيب ظني أومتىسيحطمقلبيأو... |
| " - Bu son şansın Leo. Beni hayal kırıklığına uğratma. | Open Subtitles | حسناً، فرصة أخيرة يا "ليو"، لا تخيّب رجائي. |
| Bu yüzden lütfen Beni hayal kırıklığına uğratma. | Open Subtitles | لذا أرجوك لا تخيّب أمليّ |
| Beni hayal kırıklığına uğratma yoksa başka bir herif ağır topunu Küçük Bayan Freud'un kalesinde patlatıverir. | Open Subtitles | لا تخيّب أملي في هذا الأمر... وإلا أتى شخص آخر وضاجع... الآنسة (فرويد) تلك بدلا عنك |
| Evet. Yaptığı seçimler Beni hayal kırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | نعم، قل لها أنّ ظنّي قد خاب من خياراتها. |
| Hadi, Beni hayal kırıklığına uğratma. | Open Subtitles | اوه, هيا لا تخذليني الآن |
| İtiraf etmeliyim ki bu sayı Beni hayal kırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | أعني, علي آعترف لك بهذا أشعر بخيبة أمل قليلة بشأن العدد. |
| Leonard, Beni hayal kırıklığına uğratmaktan korkuyorsun ama seni rahatlatmak adına söylüyorum, senden oldukça düşük beklentilerim var. | Open Subtitles | حسنا، لينورد أعرف أنك متخوف من أن تخيب ظني لكني أريدك أن تطمئن لمعرفتك |
| Beni hayal kırıklığına uğratmayacağını biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف أنّك لن تخيبين أملي. |
| Bak, Beni hayal kırıklığına uğratırım diye asla o canını sıkma. | Open Subtitles | ولكن أسمع , لا يجب عليك القلق حول تخييب آمالي |
| Bu adamı üzmemeliyiz. Beni hayal kırıklığına uğrattınız. | Open Subtitles | ليس علينا ان نغضب هذا الرجل لقد خيبت املي |
| Beni hayal kırıklığına uğrattın. Bunca yıldır mücadele ediyoruz. | Open Subtitles | لقد خيبت ظني كل تلك السنوات التي كنا نتبارز بها |
| Hepiniz Beni hayal kırıklığına uğrattınız. | Open Subtitles | لقد خاب أملى فيكم جميعأً |
| Hiçbir kararın Beni hayal kırıklığına uğratamaz. | Open Subtitles | لا شيء مما ستقرره سيخيب ظني |