| Lanet olsun genç hanım. beni içeri al. Bu benim hastanem. | Open Subtitles | اللعنة ، أيتها السيّدة الشابة ، اسمحي لي بالدخول هذا مستشفاي |
| Bunları çözmesi için birine ihtiyacım var. Lütfen beni içeri alın. | Open Subtitles | أحتاج مساعدة شخص ما في فك هذا رجاء إسمح لي بالدخول |
| Dinle, eğer beni içeri almazsan kapı eşiğine kamp kuruveririm. | Open Subtitles | انظري ، سوف أعسكر أمام بابكِ حتى تسمحي لي بالدخول |
| Az önce gittiler. Herhalde nöbet değişimi. Haydi beni içeri al. | Open Subtitles | إنهم بعيدون , لابد أنهم يبدلون النوبات او شيء كهذا هيا دعيني أدخل |
| Yaşamasını istiyorsan, beni içeri al. Polisi arıyorum. | Open Subtitles | ولن تعيش الليلة إذا لم تدعني أدخل غرفتك. |
| Turta için bile beklemediler. Sana hediye var. beni içeri almana şaşırdım. | Open Subtitles | لَم يَبق حتى للتحلية لقد أتيت لأوصل الهدايا متفاجئ لسماحك لي بالدخول |
| Ben hastaneye gittim ama beni içeri almadılar. | Open Subtitles | ذهبت مسرعة إلي المستشفي ولكنهم لم يسمحوا لي بالدخول |
| Kapıyı çalıp beni içeri alması için yalvardım. | Open Subtitles | طرقت أنا على باب منزله وتوسلت إليه أن يسمح لي بالدخول. |
| Kapıyı çalıp beni içeri alması için yalvardım. | Open Subtitles | طرقت أنا على باب منزله وتوسلت إليه أن يسمح لي بالدخول. |
| Evine gidiyorum A.J. beni içeri alana kadar da kapının önünden ayrılmayacağım. | Open Subtitles | سأذهب إلى منزلها وأقف على عتبته حتى تسمح لي بالدخول. |
| - Benden uzak dur! - Grace, lütfen, beni içeri al. | Open Subtitles | ابتعد عنى غرايس، رجاءً، إسْمحُ لي بالدخول |
| beni içeri almalıydın. Karım yedi aylık hamile. | Open Subtitles | كان يجب ان تسمح لي بالدخول زوجتى حامل بشهرها السابع |
| Sizce vaiz beni içeri alır mıydı? | Open Subtitles | حسناً ، هل تعتقدين أن الواعظ سيسمح لي بالدخول ؟ |
| Lütfen! Aç, beni içeri al! Kapıyı açıp beni içeri al! | Open Subtitles | رجاءً, إفتحي دعيني أدخل إفتحي الباب ودعيني أدخل |
| Eğer cevap vermiyorsa, beni içeri alabilirsiniz, tamam mı? | Open Subtitles | لذا إن لم يرد فعليك أن تدعني أدخل حسناً؟ |
| Artık ruhum günahtan arındı çünkü o kapıyı açtı ve beni içeri aldı | Open Subtitles | الآن روحي خالية من الذنب منذ أن فتح الباب وسمح لني بالدخول |
| Polis gelse ilk beni içeri alır. | Open Subtitles | ولو حضرت الشرطة فسيلقون القبض علي أولا |
| Toplantılardan nefret ederim. beni içeri almazlar dışarıda beklerim. | Open Subtitles | اكره الاجتماعات، من غير المسموح لي الدخول اليها فقط علي الانتظار باللوبي |
| - Lütfen, beni içeri alın. - Telefon etmem lazım. | Open Subtitles | رجاءً, عليك أن تدعنى أدخل - دعنى أقم بمكالمه هاتفية - |
| Onda bir yanlış olduğunu düşünüyorsun. beni içeri al ve bakmama izin ver. | Open Subtitles | أعتقد أنّه يعاني مشكلة دعني أدخل وألقِ نظرة |
| - Burada biri var. - Paul beni içeri al. | Open Subtitles | يوجد شخص هنا بول دعنى ادخل |
| Evine gittim, beni içeri davet etti ve kendini öldürdü. | Open Subtitles | ذهبت هناك.. طلب مني الدخول وقتل نفسه |
| beni içeri aldı ve bir şey içer miyim diye sordu. | Open Subtitles | واسمحوا لي في أنها، وسألتني إذا كنت أريد شيئا للشرب، |
| Çünkü ev sahibi kadın beni içeri almamak üzere zorlanmış durumda. | Open Subtitles | لأن المرأة التى تملك المنزل تمّ إجبارها ألاّ تسمح لى بالدخول. |
| beni içeri atacak taşakların olabilir evlat ama beni vuracaksın ha? Sanmıyorum. | Open Subtitles | ربما واتتك الجرأة لإدخالي السجن لكن لا أعتقد أنك قادر على قتلي |
| Ve sen de "nasıl olurdu" diye merak edebilirsin ya da beni içeri çekersin ve bir kadınla yatakta yapmayı istediğin her şeyi yapabilirsin. | Open Subtitles | أو تستطيع أن تدخلني وتتسائل ماذا تستطيع أن تفعل مع إمرأة في السرير؟ |
| Yani son dakika gittim ve beni içeri aldılar. | Open Subtitles | لذا فدخلت هناك في أخر دقيقة وهم فقط أدخلوني |