| Simon'ın beni terk ettiği geceydi ve ben gerçekten zayıf bir anımdaydım. | Open Subtitles | (الليلة التي هجرني (سايمون وكنت في حال ضعيف جداً |
| Simon'ın beni terk ettiği geceydi ve ben gerçekten zayıf bir anımdaydım. | Open Subtitles | (الليلة التي هجرني (سايمون وكنت في حال ضعيف جداً |
| beni terk ettiği halde konsere mi gitmemi bekledi? | Open Subtitles | ما الذي تتوقع مني أن أفعله ؟ أن أذهب إلى الفتاة التي هجرتني ؟ |
| Suçluluk duyuyor ve beni terk ettiği için kendini kötü hissediyor. | Open Subtitles | تموت من الشعور بالذنب وتشعر بشكل فظيع لأنها هجرتني |
| Babamın, beni terk ettiği gün ki yüzünü gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت وجه والدي في اليوم الذي تركني فيه |
| Kendi çocuklarım olunca onları asla annemin beni terk ettiği gibi terk etmeyeceğime dair yemin etmiştim. | Open Subtitles | أقسمتُ عندما أحظى بأطفال لن أتخلى عنهم أبداً، ليست بنفس الطريقة التي تخلت عني أمي التي ولدتني. |
| Burası annemin beni terk ettiği yer. | Open Subtitles | هذا المكان الذي تخلّت عنّي والدتي فيه |
| O beni terk ettiği için çocuğun velayetini ben aldım. | Open Subtitles | لقد هجرتني لهذا اصبحت الحضانة من حقي |
| Kız arkadaşımın beni terk ettiği zamanki duygularımı ifade ediyor. | Open Subtitles | -إنه يعبر عن شعوري عندما هجرتني صديقتي |
| Sadece beni terk ettiği... | Open Subtitles | فقط أعرف أنها هجرتني |
| Ve Ed; uğruna beni terk ettiği adam. | Open Subtitles | وهذا هو "اد" الرجل الذي هجرتني لأجله |
| O, 15 yıl önce beni terk ettiği gün öldü. | Open Subtitles | توفى في اليوم الذي تركني فيه، منذ 15 عامًا |
| Ve ve sonra annemin beni terk ettiği zaman sanırım. | Open Subtitles | ... و حسناً ، ومن ثم أفترض أن الأمر حدث عندما تخلت عني أمي |
| Annemin, beni terk ettiği zamanki yaşındaydı. | Open Subtitles | بنفس عمر أمّي عندما تخلّت عنّي |