| Onları benim aleyhime çevirerek... kendini çok akıllı sanıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | تظنّ نفسكَ ذكياً جداً بتحويلهم ضدي ، أليس كذلك؟ | 
| Lex'e özgürlüğünü tattırdım benim aleyhime çalışmanın abesliğini göstermek için. | Open Subtitles | أعطيت ليكس الإستقلالية ليثبت جدارته بالعمل ضدي | 
| - benim aleyhime bütün suçları düşürmek için rüşvet teklif edilecek. | Open Subtitles | - سيتم عرض رشوة عليه - لاسقاط جميع التهم الموجهة ضدي | 
| Sekreterimi benim aleyhime ifade vermeye zorlamak için masum bir iş adamına karşı bir suçlama uydurdu. | Open Subtitles | ضد رجل اعمال بريء للضغط على سكرتيرتي لاعطاء شهادة كاذبة ضدي | 
| Bu oyun kültürel olarak benim aleyhime ama yine de canınıza okuyorum! | Open Subtitles | هذه اللعبة متحيزة ثقافياً ضدي ولا أزال أهزمكما. | 
| Sonuç olarak Sayın Yargıç, eğer benim aleyhime karar verirseniz bu ülke için savaşmış herkesin aleyhine karar vermiş olursunuz. | Open Subtitles | حتى في الختام، الشرف الخاص بك... ... إذا كنت حكم ضدي... ... أنت الحكم ضد كل رجل الذين قاتلوا من أجل بلاده. | 
| Yıllar önce, o ve annen benim aleyhime dava açtılar. | Open Subtitles | منذ سنوات، قامت هي وأمك برفع دعوى ضدي | 
| Sanki olaylar benim aleyhime dönüyormuş gibi söyledin. | Open Subtitles | بالإستماعلكِ،يبدوأنالمد يسير ضدي. | 
| Görünüşe bakılırsa birisi okul yönetimine benim aleyhime bir şikayet yazmış Bay Gamby. | Open Subtitles | سيد "غامبي"، اتضح أن أحداً قد رفع شكوى ضدي مع مجلس الإدارة | 
| benim aleyhime birşey imzaladın mı? | Open Subtitles | هل وقعت شيئا ضدي ؟ | 
| Yani ilk seçimde benim aleyhime hile yapan kişi Hamilton'du. | Open Subtitles | إذاً، كان (هاملتن) الذي فتن ضدي في الإنتخابات السابقة | 
| O halde elinde neyin varsa benim aleyhime oyna. | Open Subtitles | إذن راهن بكل ما تملكه ضدي | 
| Disiplin komitesi benim aleyhime karar verdi. | Open Subtitles | لجنة الإنضباط حكمت ضدي لذا | 
| Kadın benim aleyhime resmen fetva verdi! | Open Subtitles | انها أصدرت بفتوى سخيفة ضدي. | 
| Siber Suçlar Birimi'nin benim aleyhime açtığı davanın. | Open Subtitles | - قضية وحدة الجرائم المسجلة ضدي | 
| Hesap günüm geldiği zaman benim aleyhime davranacak. | Open Subtitles | حين تحين محاسبتي، سيكون ضدي. | 
| Eğer benim aleyhime konuşup bir iş çevirirsen Brown Jenkins iç organlarını yer. | Open Subtitles | إن تحركتَ أو تحدثتَ ضدي (براون جينكينز) سيأكل أحشائك | 
| Principe ve Nano'yu öldürerek, benim aleyhime iş yaptın. | Open Subtitles | ..(عندما قتلتُ الأمير و (روزاريو ..وقفت ضدي مباشرة | 
| Ailemi benim aleyhime çevirdi. | Open Subtitles | لقد قلبً عائلتي ضدي ؟ | 
| Isabella Stone'un benim aleyhime kullanacağına emin olduğum bir gerçek. | Open Subtitles | حقيقة أنا واثق بشأنها أن (إيزابيلا ستون) سوف تستغل ذلك الأمر ضدي |