| Seninle benim aramdaki tek fark ben günahlarımın bedelini ödeyeceğim. | Open Subtitles | الإختلاف الوحيد بيني وبينك هو أني سوف أدفع ثمن خطاياي |
| Seninle benim aramdaki fark şu, Jimbo ben kaybedersem bir 25 binlik daha atarım sonra bir tane daha. | Open Subtitles | إليك الفرق بيني وبينك لو خسرت أستطيع دفع 25 ألف دولا مرةً أخرى و 25 ألف دولا مرةً أخرى |
| Bazen elimizde olanla yetinmeliyiz sen ve benim aramdaki çok özel arkadaşlık gibi... | Open Subtitles | بعض الاحيان يجب ان نقوي الذي بيننا مثل صداقة خاصة مثل التي بيني وبينك |
| Aranızdaki bağ oğlum ve benim aramdaki bağ kadar güçlü. | Open Subtitles | هناك رابطة بينكم يا رجال قوية كالرابطة بيني وبين إبني |
| Kardeşimle benim aramdaki bu mesele hallolmalı. | Open Subtitles | هذه المسألة بينى وبين اخى . يجب أن تتم تسويتها |
| Evet, senle benim aramdaki fark bu. Bir yalanla yaşayamam ben. | Open Subtitles | نعم, هذا هو الفرق بيني وبينك انا لا أستطيع العيش مع كذبة |
| Bunun yanında onunla benim aramdaki senin ile aramda yok. | Open Subtitles | بالاضافة الى ان هناك شيئاً بيني وبينه لم يعد بيني وبينك |
| Senin ve benim aramdaki tek benzerlik göğüs ölçülerimizin aynı olması. | Open Subtitles | التشابه الوحيد بيني وبينك أننا نملك حجم الثدي ذاته. |
| Seninle benim aramdaki fark ise, benim bunları kullanmaktan çekinmeyecek olmam. | Open Subtitles | الفرق بيني وبينك .هو بأني لايهمني إستغلالهم |
| İnanıyorum ki seninle benim aramdaki en büyük fark da bu. | Open Subtitles | الفارق الكبير بيني وبينك هو اني مؤمنة |
| Seninle benim aramdaki farkı anlamalısın... | Open Subtitles | يجب عليك تفهم الفرق بيني وبينك |
| Bu sen ve benim aramdaki en büyük fark. | Open Subtitles | هذا هو الفرق الكبير بيني وبينك |
| Görüyor musun, seninle benim aramdaki fark bu. | Open Subtitles | أترى، هذا هو الفرق بيني وبينك. |
| Şayet benim bir arkadaşım öldürülmüş olsaydı... ve katil ile benim aramdaki tek şey Miranda... ben ne yapardım biliyor musun? | Open Subtitles | مشابه لقَسَم ميراندا إذا صيقي قد قُتِل والشيئ الحيد بيني وبين القاتل هو ميراندا |
| Ama onunla benim aramdaki güç farkı çok fazla! | Open Subtitles | ولكن, هناك فارق كبير في القوة بيني وبين ذلك الشخص |
| Nathan ve benim aramdaki o olay çok uzun zaman önce olmuştu, ayrıca siz ayrılmıştınız Peyton. | Open Subtitles | ماحصل بيني وبين نايثن حصل منذ وقت طويل بايتن ولقد كنتم حينها منفصلان |
| O yaşlı vaiz ve benim aramdaki tek fark o Tanrı için çalıştı, bense tanrıyım! | Open Subtitles | و لكن الاختلاف بينى وبين ذلك الواعظ انه كان يعمل من اجل الرب اما انا فإنى السيد هنا |
| Connor'la benim aramdaki fark sen hayatta kaldığın sürece bir şansımın olacak olması. | Open Subtitles | إن الفرق بينى وبين كونور ... هو انك مادمتى على قيد الحياة توجد فرصة انه يوما ما ... |
| Seninle benim aramdaki farkı bilmek ister misin? | Open Subtitles | أتعلم ؟ هل تريد أن تعرف ماهو الفرق الذي بيني و بينك ؟ |
| Şu an, daha çok, seninle benim aramdaki mesafe hakkında endişeleniyorum. | Open Subtitles | الآن أنا قلق أكثر بشأن المسافة الآمنة بينك وبيني |
| Bu genlerin ne zaman ve nerede açık veya kapalı olacağındaki ince farklar bir boğa yılanıyla benim aramdaki farktır. | Open Subtitles | اختلافات طفيفة في توقيت و مكان تشغيل و إيقاف هذه الجينات هي الفارق بين أصلة عاصرة و بيني أنا |
| Seninle benim aramdaki tek fark senin bunu gidip bir kameranın önünde yapmış olman. | Open Subtitles | الفرق الوحيد الذي بيني و بينك هو أنك فعلت الأمر على شريط فديو مرئي |