| Hannah'ın pek çok etkileyici çalışmasının arasında benim en hoşuma gideni budur. | TED | اذا من بين تجارب هانا المثيرة للاعجاب هذه واحدة من المفضلة لدي. |
| Bu benim en sevdiklerimden biri, tavşanları çiftleştiriyorsunuz, yani erkeklere şanslı tavşanı seçiyorsunuz. | TED | هذه أحد المفضلة لدي هنا، حيث يتكاثر الأرانب حيث يختار الذكر الأنثى المحظوظة |
| O benim en iyi arkadaşım. Bana söylemeden hiçbir şey yapmaz. | Open Subtitles | أنها صديقتى المقربة وهى لا تفعل أى شئ ألا وأخبرتنى عنه |
| - Bunlar benim en sevdiğim araba çeşidi. | Open Subtitles | هذه نوعي المفضل |
| Onun için kendimi ateşe atarım. O sadece bir arkadaş değil, benim en iyi arkadaşım. | Open Subtitles | لا مانع لدي من الدخول في النار من أجلها هي أعز أصدقائي, تعلم؟ |
| benim en iyi arkadaşım, düğünümde sağdıcımdı ve resepsiyonun nerede olduğunu hatırlamıyordu bile. | Open Subtitles | لن يتذكر هذا ، فقد إكتفي بالبقاء في قاعة الإستقبال ألا تتذكر ؟ |
| Bu alan, benim en sevdiğim eşyaları içerecek biçimde tasarlanmış olduğundan yani gerçekten bana özel tasarlanmış olduğundan burada bulunmak bana gerçekten çok heyecan veriyor. | TED | ولأنه صمم خصيصًا ليشمل ممتلكاتي الخاصة والمفضلة وصمم من أجلي فأنا حقًا متحمسًا للعيش به |
| Ve size şunu söylemeyi isterdim ki benim en kötü hatalarım bir çok meslektaşımın da söylediği gibi pratiğin ilk beş yılında ihtisas döneminde oldu. | TED | وأود ان اكون قادرا باخباركم ان اسوأ اخطائي كانت فقط في الخمسة سنين الاولى التجريبية كما قال كثير من زملائي وهي ماتعادل بي اس |
| Terence şiirleri severdi ve Yunan şair Constantine Cavafy benim en sevdiğim şairlerden birisidir. | TED | كان تيرانس يحب الشعر والشاعر اليوناني كونستانتين كافافي هو احد الشعراء المفضلين لدي |
| benim en iyi "en iyi"m... | Open Subtitles | .... الافضل لدى على احسن الاحوال |
| Bunu neden yapıyorsun? O benim en iyi arkadaşım! | Open Subtitles | أيتها الفتاة، لما فعلتَ ذلك أنه اعز اصدقائي |
| Bu benim en sevdiğim kısım... herkesin senin etrafında toplandığı ve senin vakayı toparladığın yer. | Open Subtitles | هذا جزئُي المفضّلُ... حيث يَقِفُ كُلّ شخصَ حول وأنت تُلخّصُ الحالةَ. |
| Biliyorum, senin para kazandıran şarkılarından değil ama benim en sevdiğim. | Open Subtitles | أنا أعلم أنها لا تجني الكثير من المال لكنها المفضلة عندي |
| Mala, sen benim en iyi arkadaşımsın ve sana güvenmeliydim. | Open Subtitles | مالا أنت صديقتي المفضلة وكان يجب علي أن أثق فيك |
| Ama benim en iyi arkadaşımsın, bu bana ne kazandırıyor? | Open Subtitles | حسنا, انت صديقتي المفضلة الحقيقية على ماذا سأتحصل بهذا ؟ |
| O benim en iyi arkadaşım ve onu incitecek kişi muhtemelen benim öldüreceğim kişidir. | Open Subtitles | إنها صديقتي المقربة و أيّ شخص سيجرحها سأقتله غالباً |
| O kız benim en iyi arkadaşım. Ve istersem onunla takılabilirim. Bu benim hayatım. | Open Subtitles | تلك الفتاة هي صديقتي المقربة وسأخرج معها إذا أردت , هذه حياتي |
| Biri görecek. Umurumda değil. O benim en iyi arkadaşım ve onu, onlardan önce bulmalıyız. | Open Subtitles | لا أهتم ، إنها صديقتي المقربة ويجب أن نجدها قبل أن يجدوها |
| Sen benim en sevdiğim adi herifsin. | Open Subtitles | أنت نوعي المفضل من الأغبياء |
| Bu benim en sevdiğim tür. | Open Subtitles | هذا نوعي المفضّل |
| Kızkardeşin benim en iyi arkadaşım, bu yüzünden sana güvenilmeyecegini söylediyse ben ona güvenirim. | Open Subtitles | تعرف, أختك هي أعز صديقة لي لذا عندما تقول بانه لا يمكن الوثوق بك قإنني أثق بها |
| benim en iyi arkadaşım, düğünümde sağdıcımdı ve şimdi resepsiyonun nerede olduğunu hatırlamıyordu bile. | Open Subtitles | ... إنه من أفضل أصدقائي لن يتذكر هذا ، فقد إكتفي بالبقاء في قاعة الإستقبال |
| Sebepsiz yere endişeleniyorsun, benim en sevdiğim, güzel karım. | Open Subtitles | أنت تقلقين بدون سبب يا زوجتي الجميلة والمفضلة |
| Benim gösterim " Beyaz Önlük, Siyah Sanat" ta " İşte benim en kötü yanlışım" demeyi alışkanlık yaptım. Herkese, ambulans personelinden, kalp cerrahisi şefine kadar söyleyebilirim ki, " İşte benim en kötü yanlışım bu", blah,blah,blah,blah, " Sizinkinden ne haber?" ve mikrofonu onlara uzatırım. | TED | في برنامجي, "المعطف الابيض, الفن الاسود," اصبحت عادتي ان اقول, "ها هي اسوأ اخطائي," وأود أن أقول للجميع من المسعفين إلى رئيس جراحة القلب، "ها هي اسوأ اخطائي," كذا وكذا وكذا وكذا وكذا، "ماذا عنك؟" وأود ان اشير المايكرفون عليهم. |
| Yanıta gelirsek, ilk şiir 1970'lerde oluşturulan Racter adlı bir algoritma tarafından üretildi ve ikinci şiir ise benim en gözde şairlerimden biri olan Frank O'Hara adlı biri tarafından yazıldı. | TED | الإجابة هي، كُتبت القصيدة الأولى باستخدام برنامج خوارزميات يُسمى "Racter"، والذي تم إنشائه في السبعينات، أما القصيدة الثانية فقد كتبها رجل يُدعى فرانك أوهارا، والذي يصدف أنه من الشعراء المفضلين لدي. |
| benim en sevdiğim üzümlüsü. | Open Subtitles | الافضل لدى هو العنب. |
| Üzgünüm, benim en iyi arkadaşım değildi. Senin en iyi arkadaşındı. | Open Subtitles | آسف, انه ليس اعز اصدقائى انه اعز اصدقائك انت |
| -Bu benim en sevdiğim kısım. | Open Subtitles | ذلك جزئُي المفضّلُ. |