| Beni o kulübede bırakıp gitmesi benim için yaptığı en güzel şeydi galiba. | Open Subtitles | ترك ذلك الكوخ لي كان على الأرجح الشيء الوحيد الجيد الذي فعله لي |
| Bir adamın benim için yaptığı en seksi şey bu. | Open Subtitles | إنَّ هذا أكثر الأمور إثارةً، مما فعله لي جميع الرجال سابقاً |
| Yakınlarda benim için yaptığı iyi bir şey var ama. | Open Subtitles | هناك شيء واحد جيّد فعله لي في الآونة الأخيرة |
| Yüce İsa'yı ve benim için yaptığı her şeyi düşününce... | Open Subtitles | عندما أفكر بألوهية المسيح وكل ما فعله لي |
| Yüce İsa'yı ve benim için yaptığı her şeyi düşününce... | Open Subtitles | عندما أفكر بألوهية المسيح وكل ما فعله لي |
| Bu birinin benim için yaptığı en harika şey. | Open Subtitles | إنه أفضل شيء فعله لي أحد من قبل |
| Birinin benim için yaptığı en güzel şey. | Open Subtitles | هذا أروع شيء فعله لي شخص ما على الاطلاق |
| Birinin benim için yaptığı en hoş şeydi bu. | Open Subtitles | هذا ألطف أمر فعله لي أحد قط |
| benim için yaptığı onca şeyden sonra... | Open Subtitles | حتى بعد كل شيء فعله لي |
| Flanders. Birisinin benim için yaptığı en hoş şeydi bu. | Open Subtitles | فلاندرز) هذا ألطف شيء قد فعله لي شخص) |
| Kevin'ın benim için yaptığı her şey adına minnettarım ...ve o bunu biliyor. | Open Subtitles | -أنا شاكر لكل ما فعله لي (كيفين ) |
| benim için yaptığı her şey | Open Subtitles | أي شيء فعله لي |