| Peki, peki, ama benimle çıkmayı kabul ederse, buna sana uyar mı? Bana uyar, ama o kabul etmez. | Open Subtitles | حسناً, لكن لو وافقت على الخروج معي, هل ستوافقين على هذا؟ |
| Hayır. Sonunda o temizlikçi bayan benimle çıkmayı kabul etti. | Open Subtitles | كلا، عاملة التنظيف وافقت أخيراً على الخروج معي |
| Eski bebek bakıcım benimle çıkmayı kabul etmişti. | Open Subtitles | لقد فعلتها! مربيتي السابقة وافقت على الخروج معي |
| Biliyorsun benimle çıkmayı,arkadaşı ile seni tanıştıracağım için kabul etti. | Open Subtitles | لم تخرج معي إلا انني سأحضر رفيقا لصديقتها |
| Bana bir daire gösterdi, sırf benimle çıkmayı... kabul etsin diye daireyi tuttum. | Open Subtitles | التي أرتني الشقّة التي إستأجرت فقط لكي تخرج معي |
| Hayır, ama benimle çıkmayı kabul edene kadar şarkı söylemeye devam edeceğim. | Open Subtitles | لا, لكني سوف اغني حتي توافقى ان تخرجي معي |
| Sonunda benimle çıkmayı kabul ettiğin için çok memnun oldum Jenna. | Open Subtitles | انتي تعلمين , انا ممتن لانكي وافقتي في النهايه للخروج معي , جانا |
| benimle çıkmayı kabul etti. | Open Subtitles | وافق على الخروج معي في موعد |
| Bana bir daire gösterdi, sırf benimle çıkmayı... kabul etsin diye daireyi tuttum. | Open Subtitles | التي أرتني الشقّة التي إستأجرت فقط لكي تخرج معي |
| Saçmaladın ama. Benimle oynasaydı neden benimle çıkmayı kabul etsin? | Open Subtitles | هذا سخيف ، إذا كانت تخدعني ، لم وافقت أن تخرج معي ؟ |
| Sonunda benimle çıkmayı kabul ettiğin için çok heyecanlıyım. | Open Subtitles | أنا متحمس جدا ًلذلك واخيرا وافقتي بأن تخرجي معي |
| Yani benimle çıkmayı bu yüzden mi kabul ettin? | Open Subtitles | اذن هذا سبب موافقتك للخروج معي |