| Aslında birkaç gün öncesine kadar benimle flört ettiğine oldukça emindim. | Open Subtitles | .بالحقيقة , قبل عدةِ أيام , كنت متأكدة بأنه يغازلني |
| - Hiçbir erkek benimle flört etmiyor, konuşmuyor. | Open Subtitles | لا يوجد شاب يغازلني أو يتحدث إليّ أبداً. |
| Sana yaklaşabilmek için benimle flört ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّه يَتغازلُ مَعي للوُصُول إليك... |
| İyi, tamam. Sanırım Killian benimle flört ediyor. Hem de çok. | Open Subtitles | أعتقد بأن (كيليان) كان يتغازل معي قليلاً, بل كثيراً. |
| benimle flört eder gibiydi. | Open Subtitles | وأقسم لك أنها كانت تغازلني |
| 41 yaşındayken, 27 yaşında bir adam benimle flört etti. | TED | عندما كنت بعمر 41، غازلني فتى عمره 27 سنة |
| Bana yaptığın herşeyi anlatıp da sonra da benimle flört etmene inanamıyorum. İnanılmaz. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدقك أنكَ أخبرتـني بكل شيء وبعدها تبدأ بمغازلتي |
| - benimle flört mü ediyorsun, asker? | Open Subtitles | ـ هل تغازليننى ، أيتها المجند ؟ |
| Hayatım, benimle flört ettiğini anlamam 5 yılımı aldı. | Open Subtitles | عزيزتي, لقد إستغرقت خمس سنوات .لأتوصل بأنك كنتي تغازلينني |
| Oh, kötü benimle flört edildi, ve ben sizin kötü adam Eğer yardım ediyordu. | Open Subtitles | أوه ، لقد كنت تغازليني و أنا كنت أساعدك في إيجاد رجلك السيء |
| O, benimle flört ediyordu. | Open Subtitles | هي كَانتْ تَتغازلُ مَعي. |
| Bakınca, benimle flört ettiğini anlamış olmam gerekliydi diyorum. | Open Subtitles | كان يجب أنْ أفهم إنَّه كان يغازلني. إلى حد ما، |
| Buraya gelen adam bütün gece benimle flört etti. | Open Subtitles | الرجل الذي كان هنا للتو، كان يغازلني طوال الليل. |
| benimle flört ettiğini söyleyebilirim. | Open Subtitles | كان يغازلني سابقاً, سأخبرك بهذا |
| Ama hiç değilse benimle flört ediyor | Open Subtitles | لكن على الأقل هو يَتغازلُ مَعي. |
| Lowella göre Charlie'nin... oyun grubundaki babalardan biri benimle flört ediyormuş. | Open Subtitles | جماعة (تشارلي) للعب كان يتغازل معي |
| benimle flört ettiğini gördün mü? | Open Subtitles | هل رأيت الطريقة؟ لقد كانت تغازلني! |
| Bir keresinde benimle flört etmişti, kendisine dokunmama izin verdi. Pek bir şey yok diyebilirim! | Open Subtitles | فقد غازلني مرّة وسمح لي بلمسه، ما عنده شيء كثير |
| benimle flört ediyorsun sigaran paylasyorsun dans ediyorsun. | Open Subtitles | تقوم بمغازلتي... تشاركني سجائرك... وترقص معي! |
| Senin benimle flört ettiğini söyleyebilirdim. | Open Subtitles | كنت سأقول أنكِ تغازليننى |
| Sabah benimle flört ediyordun da. | Open Subtitles | أنا متأكد جدّا أنّك كنتِ تغازلينني هذا الصباح. |
| Polis degilim ama, burada benimle flört ederken o sisman, yavas adamin buradan ayrilmasina izin veriyorsun. | Open Subtitles | حسنٌ لستُ شرطيّاً لكنّكِ تركتِ ذلك البطيء، السمين يهبط الدرج وحيداً .بينما تغازليني هنا. |