| Çünkü toplantılara gitme ve içki konusunda... sana yalan söyledim ve şimdi, bu kaçık her kimse benimle uğraşıyor. | Open Subtitles | لأنّي كذبت عليك بشأن حضور الاجتماعات وشرب الخمر لكن الآن هذا المختل أيًا يكُن، فإنه يعبث معي. |
| Balayıymış. benimle uğraşıyor. | Open Subtitles | تبًا لشهر العسل، إنه يعبث معي |
| Bana sanki Robbie eve bir şey getirdi gibi geliyor ve o benimle uğraşıyor. | Open Subtitles | أعتقد أن (روبي) جلب شيئا الي المنزل ..وهو انه يعبث معي |
| Kapımla alakalı bir kabus gördüm ve açtığımda bu karanlık şey üstüme çullandı ve benimle uğraşıyor. | Open Subtitles | و عندما فتحته خرج منه هذا الكائن المُظلم... و هو يعبث معى مُنذ ذلك اليوم... |
| Sadece benimle uğraşıyor da olabilir. | Open Subtitles | وانه فقط يعبث معى |
| Telefonunu kurcalayarak biri benimle uğraşıyor olabilir. | Open Subtitles | أن هناك شخص يلعب معي بأن يصور بهاتفك.. |
| Şey, korkarım kocam benimle uğraşıyor. | Open Subtitles | أعتقد بأن زوجي يعبث معي. |
| Birisi benimle uğraşıyor Clark. | Open Subtitles | شخص يلعب معي ,يا(كلارك)م |