"bere" - Translation from Turkish to Arabic

    • قبعة
        
    • القبعة
        
    • كدمات
        
    • قلنسوة
        
    • القبعات
        
    • طاقية
        
    • كدمة
        
    • وكدمات
        
    • قبعات
        
    • والجروح
        
    • مثبت للشعر
        
    - Hayır, o kadın benim! Sen koşarken parlak turuncu bere giyen adamsın, değil mi? Open Subtitles أنت الذي ترتدي قبعة برتقالية عندما تركض، صحيح؟
    Yılın birinde bir Noel oyuncağı tanıtmıştık bere takan küçük bir robot adam. Open Subtitles كان هنالك لعبة للأعياد روجنا لها قبل سنة رجلٌ آلي صغير يرتدي قبعة صغيرة
    Ve eğer yanılmıyorsam, o giydiğiniz bere bir sanatçıya daha çok uyardı. Open Subtitles و إن لم أكن مخطئاً فإن القبعة التي ترتديها تناسب رجل فنان فقط
    Savunma yarası yok, yarası yok, çürük yok, bere yok. Open Subtitles لا توجد جروح دفاعية، لا تمزقات، لا سجحات ولا كدمات.
    Oradaydın. Mor bir bere takıyordun. İçki önündeki bayanın üzerine döküldü. Open Subtitles كنتِ هناك ترتدين قلنسوة أرجوانية سُكبت القهوة على السيدة في الأمام و غضبت
    Sanki gidip de kendime bere almışım gibi bir durum yok. Open Subtitles الامر ليس كما لو انني سأجري للشوارع فقط لشراء القبعات لنفسي
    Pervanesi olmayan bere gibi kippalar. Open Subtitles قبعتي اليهوديه, طاقية بدون جناح
    Ve 1.2 cm çapında oval bir bere var. Open Subtitles ولقد حصلت على كدمة بيضاوية الشكل .قياس 1,2 سم
    Bir bere taktın diye kendimizi pompişlerken seni düşündüğümüzü zamanı unutacak değiliz. Open Subtitles قبعة الشتاء لن توقفنا في التفكير حولك من وقتاً إلى آخر عندما نُمتع أنفسنا
    Ama zaten sana yün bir bere aldım. Open Subtitles لكنني جلبت لك قبعة صوف - ربما العام المقبل -
    Belki de bir şapka takmalıyım. Mesela bere. Open Subtitles ربما يجب أن أضع قبعة طاقية، أو طربوش
    Çilekli dudak kremi, bere ve naneli çiklet. Open Subtitles ...مرطب شفاه بالفراولة, قبعة و حلوى النعناع
    Adam böyle bir bere ile yolda yürürse, millet hiçbir şeyden korkmadığını anlar." Open Subtitles الرجل يسير فى الشارع مع تلك القبعة الناس يعرفون أنه ليس خائف من أى شئ
    Tamam, bu söylediğin şeyin etkisi pek yok çünkü bere hâlâ kafanda. Open Subtitles حسناً، أثر تلك الجملة أصبح أضعف لأنك مازلت ترتدي القبعة الصغيرة على رأسك.
    bere takan eleman. Kızgın gençler için tişörtler tasarlıyor. Open Subtitles صاحب القبعة ذلك الذي يصمم الأقمصة للشباب الغاضبين
    Vücutta yara bere ya da çürük ya da herhangi bir iz yok. Open Subtitles لا تآكلات أو كدمات أو يثبت أثر في الجسم.
    Hatta bacaklarında yara bere bile yok. Open Subtitles في الواقع، ليس هناك كدمات في الأطراف السفلية.
    bere takıyor ve kadife ceket giyiyor ama Led Zeppelin dinliyor. Open Subtitles يرتدي قلنسوة "بيري" ويرتدي معطفا قطنيا "لكنه يستمع لــ"زابلاين
    Bu yüzden hepimize bere aldım. Open Subtitles وهذا هو السبب في أنني حصلت لنا جميعا القبعات.
    Peki şu sarışın, bere takan, ...Steve diye biriyle çıkan, "Mean Girls" filmini seven kız? Open Subtitles تعرفين. شقراء. وترتدي طاقية
    Göğüs kemiğine bağlı, öndeki üçüncü kaburgada bere var. - Daha önce görmüştüm. Open Subtitles هناك كدمة على الضلع القصي الأمامي الثالث، لقد لاحظتها في وقت سابق.
    Sağ elinin bileğinde birkaç hafif çizik ve bere mevcut. Open Subtitles هناك عِدّة تآكلات خفيفة وكدمات على مفاصل يدّه اليمنى،
    Dışarı çıktık. İki hamburger ve iki bere aldık. Open Subtitles تعلم، لقد ذهبنا لشراء شطيرة لحم بقري واشترينا قبعات
    Şarabı, yara bere için değil geçmişteki güzel günleri yad etmek içinmiş. Open Subtitles قال بأن نبيذه ليس للكدمات والجروح فقط ليّذكره بذكرياته الجميلة في الماضي
    Ve saçlarına dikkat et. Saç tokası veya bere tak. Open Subtitles و اعتني جيدا بشعرك ضع مثبت للشعر او شيئا ما

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more