| Niçin bir dakika için dünyayı beslemeyi bırakıp, gelip bizimle konuşmuyorsunuz. | Open Subtitles | لماذا لا تتوقف عن إطعام العالم ل دقيقة ويأتي أكثر والتحدث الينا. |
| Ve sen, köpeği patates cipsi ile beslemeyi bırak. | Open Subtitles | و أنت كفَّ عن إطعام الكلب رقائق البطاطة. |
| Köpeğini beslemeyi unutabilirsin ama güvenlik protokollerini unutup, biyosilahlarla uğraşmazsın. | Open Subtitles | نسيان تغذية كلبك; وشئ آخر نسيان انظمة الأمن عندما تتعامل مع اسلحه حيويه. |
| - Steve, balığımı beslemeyi unutma, olur mu? | Open Subtitles | ستيف,أستتذكر أن تطعم سمكتى الأصغر الأليفة؟ |
| Teksas'ta, bir ineğin sütü kesilirse, onu beslemeyi bırakıyorlar sadece onu dışarı çıkarıp iki gözünün arasından vuruyorlar. | Open Subtitles | في تكساس , عندما تنضب البقرة فإنهم يتوقفون عن إطعامها بل يأخذونها للخارج و يطلقون عليها النار بين عينيها |
| İşin gerçeği onu beslemeyi, temizlemeyi üstünü değiştirmeyi seviyorum. | Open Subtitles | الحقيقة أنني أحب إطعامه و تنظيفة و تغيير ملابسه |
| Yani, ölen cadının ikinci elleri ve beni beslemeyi ...unutmadığın için minnettardıım, ama öylece gülümseyip ...silip süpüreceğimi mi sandın? | Open Subtitles | إنّي ممتنة لإعطائي ثوب ساحرتك الميّتة ولتذكرك أن تطعمني لكن أظننتني حقًّا سأتبسّم وأتناول الطعام؟ |
| Onları beslemeyi öğrendim. | Open Subtitles | أمضيتُ وقتاً ممتعاً في إطعام الخراف و العودة سيراً |
| Kendimi beslemeyi öğrenmek zorundaydım. | Open Subtitles | منذ عامين , كان يجب على أن أتعلم طريقة إطعام نفسي |
| Gerçekten üzgünüm... o sadece insanları beslemeyi seviyor! | Open Subtitles | أنا آسفة جدا... يحب إطعام الناس... عكسالإتجاه |
| Söyle de kedilerimi beslemeyi unutmasın. | Open Subtitles | أجل، اخبرها ألا تنسى إطعام قطتي |
| Tavukları beslemeyi unutma. | Open Subtitles | لا تنسي إطعام الدجاجات، حسنا؟ |
| Otlakçıları beslemeyi kesin. | Open Subtitles | توقفي عن إطعام العجائز |
| Allahaısmarladık, katırı beslemeyi unutma. | Open Subtitles | "مع السّلامة، "قال هانك "ولا تنسي تغذية البغل" |
| Üzgünüm... Dün sizi beslemeyi unuttum. | Open Subtitles | اسف لقد نسيت أن تغذية لك بالأمس. |
| O parayla bir de 50 kedi beslemeyi dene. | Open Subtitles | حاول أن تطعم 50 قطّا على هذا النوع من الأموال. |
| Ama o teknoloji, kendisini beslemeyi unuturlarsa onları yemeyecek. | Open Subtitles | إلاّ أن التكنولوجيا لن تقوم بأكلهم إذ نسوا إطعامها |
| Eğer onu beslemeyi bırakırsan, üstünü değiştirmene gerek kalmaz. | Open Subtitles | لو توقفتي عن إطعامه فلن تحتاجي إلى تغيير ملابسه |
| Yani, ölen cadının ikinci elleri ve beni beslemeyi ...unutmadığın için minnettardıım, ama öylece gülümseyip ...silip süpüreceğimi mi sandın? | Open Subtitles | إنّي ممتنة لإعطائي ثوب ساحرتك الميّتة ولتذكرك أن تطعمني لكن أظننتني حقًّا سأتبسّم وأتناول الطعام؟ |
| Seni balıkla beslemeyi denememiştik. | Open Subtitles | لم نجرب إطعامك السمك قط. |
| Onları beslemeyi hiç sorun etmedim ama şuna bak. Her yerde kaka var. | Open Subtitles | أتعلم، لا يضايقني إطعامهم ولكن إنظر لهذا، كل هذا الغائط |
| O bir gardiyan. Diğer gardiyanlar da, beni beslemeyi unuttular. | Open Subtitles | إنهُ ضابط، لِذا يَنسى الضُباط الآخَرين إطعامي |
| Küçük bebek kaplumbağalar almıştım. Onları beslemeyi kimse bilmiyor. | Open Subtitles | لقد إشتريت للتو سلاحف صغيرة و لا أحد يعلم كيف يطعمها |
| Kuru temizlemeciden elbiseleri almayı ve kediyi beslemeyi unutma. | Open Subtitles | وفقط تأكد من إحضار الملابس من المغسلة وإطعام القطة |