| Bir araba satın alacak imkanı olmadığı için bunu yapmış, ama aynı zamanda da nasıl yapacağını bildiği için elbette. | TED | صنعها لأنه لا يستطيع شراء سيارة و لأنه يعرف كيف يصنع واحدة |
| Baban ne yaptığını bildiği için bizi buraya kadar getirdi. | Open Subtitles | وابوك ما جمعنا واحضرنا من مكان بعيد الى هنا. الا لأنه يعرف ما يقوم به |
| Bir parçam bizi buraya getirme nedeninin onu geri götürebileceğimizi bildiği için olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | أعتقد أنه أحضرنا إلى هنا لأنه يعرف أننا سنعيده معنا |
| Leslie, karaokeyi sevdiğimi bildiği için koca bir karaoke gecesi ayarladı. | Open Subtitles | ليزلي جهز ليلة كاملة من الكاريوكي لأنه يعلم أني أحب الكاريوكي |
| Gerektiği zaman aynı şeyi sizin de onun için yapacağını bildiği için. | Open Subtitles | لأنه يعلم.. عندما يحين الوقت.. سوف تفعل المثل معه.. |
| Onun dürüst biri olarak kalmasını sağlayacağınızı bildiği için kendini şanslı hissediyordur. | Open Subtitles | -صحيح -مؤكد أن خطيبك محظوظ لمعرفته أنك ستجبرينه على الإلتزام الحقيقي |
| Belki de silahım olduğunu bildiği için. | Open Subtitles | ربّما لأنّه يعرف أنّ لديّ مُسدّس. وهو ما قد عطيتُه إيّاه. |
| Muhtemelen oğlunun seri cinayetler işleyen psikopat bir deliye dönüştüğünü bildiği için. | Open Subtitles | غالبًا لعلمها بأنه انقلب سفاحًا مختلًا مخبولًا. |
| Ne derse desin ya da ne yaparsa yapsın onu öldüreceklerini bildiği için kaçtığını düşünüyorum. | Open Subtitles | اعتقد بأنه حاول الهرب لأنه يعرف بأنه مهما قال أو فعل سيقتل |
| Kaynakları sınırlı, takip edildiklerini bildiği için adı bilinen ortaklarıyla iletişime geçmeyecek kadar akıllı biri. | Open Subtitles | لديه أناس قليلون وهو ذكي كفاية لعدم إتصاله بشركائه المعروفين لأنه يعرف بأننا نراقب |
| Hiçbir şey söylemeyeceğini bildiği için miydi? | Open Subtitles | اهذا لأنه يعرف أنكِ لن تقولين شيئًا على الإطلاق؟ |
| Çocuklarla nasıl konuşacağını bildiği için olabilir. | Open Subtitles | أعتقد لأنه يعرف كيف يتحدث إلى الأطفال |
| Kaptan gerçeği bildiği için hasta olan tayfaya bakmama engel olmaya çalıştı. | Open Subtitles | دعني أمر" القبطان حاول أن يوقفني من رؤية أحد الطاقم المريض لأنه يعرف الحقيقة |
| - Aldatıldığını bildiği için. | Open Subtitles | لأنه يعرف انه سيخفق |
| Gerektiği zaman aynı şeyi sizin de onun için yapacağını bildiği için. | Open Subtitles | لأنه يعلم.. عندما يحين الوقت.. سوف تفعل المثل معه.. |
| Onu beklediğimi bildiği için inatçılık yapıyor. | Open Subtitles | ويأبى أن يقترب مني، لأنه يعلم أننـِّي أنتظره. |
| Gerçeği söylediğimi bildiği için kızgın bence. | Open Subtitles | أعني , انه غاضب لأنه يعلم انني اقول الحقيقة |
| Sırrını bildiği için mi onu öldürdün? | Open Subtitles | هل قتلته لمعرفته بأسرارك ؟ |
| Onu gruba ekipmanları nasıl çalıştıracağını bildiği için aldılar. | Open Subtitles | هم تركوه يدخل لأنّه يعرف إدارة الأدوات |
| LaGuerta çok fazla işin olduğunu bildiği için başka bir laboratuvar kullanıyordur eminim. | Open Subtitles | متأكّدة من أنّ (لاغوِرتا) تستعمل مختبرًا خارجيًّا لعلمها بمدى انشغالكَ |
| Sence o nişanı daha iyisini bulabileceğini bildiği için mi bozdu? | Open Subtitles | هل تعتقدين انها فسخت الخطوبة لأنها علمت أن بإمكانها فعل الأفضل ؟ |
| Belki de katil, Hayes'in peşinde olduğunu bildiği için almıştır. | Open Subtitles | ربّما أخذه القاتل لأنّه يعلم أنّه مسجّل عليه. |