| Ama bildikleri şey onu nasıl dirilteceklerini bilmeleri. | TED | ولكن ما يعرفونه هو أنهم يعرفون كيفية بعثها. |
| Doktorları asla dinleme. Tek bildikleri şey ölüm. | Open Subtitles | لا تستمع للأطباء أبدا كل ما يعرفونه سوى الموت |
| Tek bildikleri şey bu sembolün eskiden taşıdığı anlamını kaybetmesi. | Open Subtitles | كل ما يعرفونه هو أن هذا الرمز لم يعد يعني ما كان يعنيه قبلًا |
| Çünkü tek bildikleri şey bu. | Open Subtitles | هذا كل ما يعرفونه |
| FARC'da bildikleri şey buydu. | Open Subtitles | هذا ما يعرفونه ثوّار كولمبيا |
| Ama bildikleri şey, Martha'nın ölümünün vahşi bir ölüm olduğu. | Open Subtitles | ما يعرفونه أن (مارثا) ماتت ميتة بشعة |