| Annesi bileği burkulmuş numarası yapacak ve bütün kış bizde kalacaklar. | Open Subtitles | انظري، أمه ستزيف خلع كاحل وسيكونون لدينا طيلة الشتاء |
| El bileğinde çatlak var, ayak bileği burkulmuş ve burnu kırılmış. | Open Subtitles | هناك كسر شعري في المعصم و كاحل ملتو وانف مكسور |
| Meckstroth'un bileği burkulmuş, cumartesiye kadar iyileşir. | Open Subtitles | كاحل (ميكستروث) ملوي فحسب سيتحسن بحلول السبت |
| Victor kedilerden birine basmış ve bileği burkulmuş, bu yüzden veterinere gidip ikisini tedavi ettireceğim. | Open Subtitles | فيكتور قفز على واحدة من قططه والتوى كاحله لذا يجب ان أرى طبيب بيطرى ليعالجهم الاثنين |
| Hay Lane'de atı düşmüş ve ayak bileği burkulmuş. | Open Subtitles | كبا جواده على طريق (هاي)، والتوى كاحله. |
| bileği burkulmuş. | Open Subtitles | انه فقط كاحل ملوي |