| Ne yapacağımız bilemedik, ama büyük geniş bir ağ attık. | TED | لذلك لم نعرف مايجب علينا القيام به ولكن قررنا أن نشكل شبكة عريضة جدا |
| Bir kadını yazamadık. Ne diyebileceğini bilemedik. | Open Subtitles | لم نستطع الكتابة عن إمرأة، لم نعرف ماذا ستقولين |
| Hiçbir zaman bilemedik, şimdi de bilmiyoruz, tamda işe yarayacak zaman da. | Open Subtitles | لطالما لم نعرف مكانه، وحتى الآن وحتى عندما كُنّا نحتاج لمساعدته |
| Bir gölgenin düştüğünü bilemedik. | Open Subtitles | لم نعلم بان الغمامة اظلت علينا استعددنا لعيد اخر دون ابي |
| Bu utanç verici, fakat başka ne yapacağımızı bilemedik. | Open Subtitles | هذا محرج للغاية، لكننا لم نعلم ما الذي نفعله |
| Binlerce büyük baş hayvanı barındıran bu arazi, şimdi sadece yüzlercesine sahipti ve bununla nasıl başa çıkacağımızı bilemedik. | TED | هذه المزرعة التي كان بها الآلاف من رؤوس الماشية بها المئات فقط ولم نكن نعرف كيف نتعامل معها |
| Geçmişte o kadar anlaşmazlıklarımız olmuştu ki nasıl tepki vereceğini bilemedik. | Open Subtitles | كان بيننا ماضي مليئ بالخلافات ولم نعرف ماذا كان سيكون رد فعله |
| -Ne yapacagimizi bilemedik. | Open Subtitles | لم ندري ماذا نفعل |
| Çocuğun babası kayıp olduğu için başka kimi arayabileceğimizi bilemedik. | Open Subtitles | حيث أن أباه مفقود لم نعرف بمن نتصل غيركما |
| Ne yapacağımızı bilemedik. Seni bulamadık. | Open Subtitles | ، لم نعرف ماذا نفعل ولم نتمكن من العثور عليك |
| ..ne yapacağımızı bilemedik seni bulamayınca | Open Subtitles | لم نعرف ما علينا فعله لم نستطع العثور عليك |
| Seni arayacaktık ama telefonu kapar mısın bilemedik. | Open Subtitles | كنّا سنتصل بكِ، لكننا لم نعرف إن كنتِ ستقطعين الإتصال أم لا. |
| Kızkardeşim cadılıkla suçlandı, kimin suçladığını asla bilemedik. | Open Subtitles | أتهمت أختى بالسحر من قبل,لم نعرف أبدا. |
| - Onda olduğunu biliyordum! - Ne düşüneceğimizi bilemedik. | Open Subtitles | لقد كنت أعرف أنها معها - لم نعرف ما قد حدث - |
| O nedenle yatağa girince, ne yapacağımızı bilemedik. Anlıyor musun? | Open Subtitles | لذا عندما تعاشرنا، لم نعرف ما يجب فعله |
| Başka kimi arayacağımızı bilemedik. Zaten polisle konuşmayı denemişler. | Open Subtitles | لم نعلم بمن نتّصل فقد اتصلوا مسبقا بالشرطة |
| Kusura bakmayın ama başka kimle irtibata geçebileceğimizi bilemedik. | Open Subtitles | آسفة ، لكن لم نعلم احد آخر لنتواصُل معه |
| Ama başka ne yapacağımızı bilemedik. | Open Subtitles | لكن لم نعلم مالذي نعمله غير ذلك |
| Çünkü seriyi yazma zamanı geldiğinde onunla ne yapacağımızı bilemedik ve sonunda onu bayılttık. | Open Subtitles | لأنه عندما كان الوقت لكتابة تتمة، لم نكن نعرف ما يجب القيام به معها، ونحن في نهاية المطاف يطرق لها للخروج. |
| Askerler her yerde. Nereye gideceğimizi bilemedik. | Open Subtitles | هناك جنود في كل مكان لم نكن نعرف إلى أين سنذهب |
| Çok korkmuştuk. Ne yapacağımızı bilemedik. | Open Subtitles | لقد كنا مذعورين، لم نكن نعرف ماذا نفعل |
| "Bize defalarca sorunun ne olduğunu sordu... biz de nasıl cevap vereceğimizi bilemedik." | Open Subtitles | "وقد سألنا مرارا ما خطبها... "ولم نعرف كيف نرد عليه |
| Onu ne yapacağımızı bilemedik. | Open Subtitles | لم ندري ماذا نعمل معه. |