| bileziğe 500 dolar vermişlerdi, ama bu binlerce dolar edebilir. | Open Subtitles | لقد حصلنا على خمس مائة دولار مقابل السوار, لكن هذه تبدو وكأنها تستحق الآلاف |
| Helena onun bileziğe karşı olan iffetini unutmuş olabilir. Bu gerçek değeri. | Open Subtitles | هيلينا بواسطة هذا السوار من الممكن ان تغفر لة اي شئ,هذه هي التكلفة الحقيقية |
| bileziğe bak, Danielle'ınkiyle aynı. | Open Subtitles | انظر إلى السوار إنه مثل الذي لدى دانييل. |
| Anahtar, Mitch. Şu bileziğe taktığım anahtar. | Open Subtitles | المفتاح يا ميتش الذى أحتفظ به فى السوار |
| Açı epey alçak. Şu bileziğe bak. | Open Subtitles | الزاوية منخفضة وأنظر إلى السوار |
| Peki bileziğe hakaret etmen ve benimle dalga geçmen gerçeğine ne demeli? | Open Subtitles | ... و لكنك أهنت السوار و سخرت مني |
| Niye onu bileziğe ekledim? | Open Subtitles | لماذا وضعتها على السوار ؟ |
| bileziğe bakalım. | Open Subtitles | لنُلقِ نظرة على السوار |
| O bileziğe karşılık bu kolye. | Open Subtitles | هذا السوار لهذا العقد |
| Bunu senin kadar ben de istemiyorum Pete ama o bileziğe ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا لا أحب هذا أكثر ...(منك يا (بيت لكني بحاجة لذلك السوار |