| Bileziği "Police" marka... kırmızı olanı Club Camota Kulübü'nden, sarı olan ise Raisors'dan. | Open Subtitles | السوار الأخضر الفاتح من الشرطة الأحمر من نادي كومودو و الأصفر من ريزورس |
| Sende Bileziği çıkarmamı sağlayacak şey bende ise teslim edilmesi gereken paketlerin var. | Open Subtitles | أنت لديك ما أحتاجه لنزع السوار وأنا لديَّ الطردان اللذان تحتاج أن أوصلهما |
| Bileziği takmak için torbanın çıkartılması mı gerekli? | Open Subtitles | هل عليك نزع الكيس ؟ لتمرير السوار بشكل ما ؟ |
| Bileziği kaybettim. | Open Subtitles | لقد أضعتُ السِوار |
| Çift Bileziği takmıyorlar değil mi? | Open Subtitles | ايعقل انهم لا يرتدوا اساور الثنائي . أليس كذلك ؟ |
| Paige, değilsiniz Bileziği bulmak mümkün olacak. | Open Subtitles | بايدج ، لن تتمكني من إيجاد السوار المميز |
| Giydiğin o Bileziği, kasabamızın tamircisi yaptı. | Open Subtitles | ذلك السوار الذى ترتديه ميكانيكى البلده قام بصنعها |
| Sanki bu Bileziği daha önce bir yerde görmüştüm. | Open Subtitles | يبدو أننى رأيت هذا السوار فى مكان ما من قبل |
| Ben sadece, bugün gördüğüm o Bileziği almak istiyorum. | Open Subtitles | أردت فقط شراء هذا السوار الذي رأيته اليوم في المدينة في دكان المجوهرات الصغير. |
| Eminim bu yıl o Bileziği sizden alınca, umursayacaksın. | Open Subtitles | اراهن انكِ سوف تهتمين عندما نأخذ هذا السوار منكِ هذه السنة |
| Bileziği görecek ve ödeme yapacak ki geri kalan hazine onun olsun. | Open Subtitles | ثم سيرى أن السوار مُدرجٌ بالقائمة فسيقرر إسكاتي بالمال ليحصل على الكنز لوحده |
| Ona yeni Bileziği hakkında sorular sormaya başladım, erkek arkadaşından ne denli özel bir hediye olduğunu. | Open Subtitles | لقد بدأتُ بسؤالها عن هذا السوار الجديد الذي ترتديه كم كان هدية مميّزة من خليلها |
| Bu Bileziği bir hatıra olarak saklayabilirsin. | Open Subtitles | ...وهذا السِوار |
| Yakınlarda ki mağazada kardeşlik Bileziği tükenmişti ve ikisinden biri zaten takmayı reddediyordu ki hangisi olduğu hiç önemli değil. | Open Subtitles | و كان المتجر القريب يخلو من اساور الصداقة و كان شخص من الأثنين ليس من المهم معرفة اى شخص ! |
| İşte. Geliyor. Üstünde haç olan bir ayak Bileziği var. | Open Subtitles | إنها تصل الآن. إنها تلبس سواراً حول كاحلها وفيه رمز الصليب. هذه ليست ابنتنا. |
| Bileziği. | Open Subtitles | سوارها |
| Nazar Bileziği mi? | Open Subtitles | سوارٌ جالبٌ للحظّ؟ |
| Bileziği ve çakmağı veremem. | Open Subtitles | لا يمكنني إعادة السوارة أو القداحة |
| Nişan yüzüğü, bir tenis Bileziği, elmas küpeler. | Open Subtitles | وخاتم الخطوبة، وسوار التنس، والأقراط المرصّعة بالألماس |
| Yedi sayısı uğurlu olduğu için Bileziği burada bulacağımızı mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | لذا انتِ تعتقدي لأن الرقم 7 رقم حظ ربما نجد إسوارة أماندا في هذا المحل؟ انا اقول ذلك فقط توجد فرصة كبيرة .. |
| Ve bu Bileziği gördüğümde, dikenlerden yapılmış bir bilezik. Bileziğin bir anlamı yok. | Open Subtitles | وعندما أرى هذه الحلقة إنها حلقة من الشوك هذه الحلقة لا تمثّل شىء إنها مخلصة لك |
| Bir kese gümüşü, tüm aletlerimi ve karıma getirdiğim bir Bileziği. | Open Subtitles | حقيبه من الفضه. و كل ادواتي. و سوار كنت احضرته لزوجتي. |
| Sonsuzluk Bileziği. | Open Subtitles | سِوار الخلود |
| Bir keresinde,annemin Bileziği kayboldu. | Open Subtitles | ذات مرة فقدت أمي سوارا كانت تلبسه فى يدها |