| Eh, oldukça biliyor gibisin, en azından bunu biliyorsun. | Open Subtitles | حسناً، يبدو أنك تعرف الكثير، على الأقل عن هذه. |
| Bu adamların nasıl düşüneceğini biliyor gibisin. | Open Subtitles | يبدو أنك تعرف طريقة تفكير هؤلاء الناس |
| İşkence konusunda çok şey biliyor gibisin. | Open Subtitles | أجل, يبدو أنك تعرف الكثير عن التعذيب |
| Ne söyleneceğini biliyor gibisin. | Open Subtitles | الخطف؟ يبدو أنّك تعرف ما تقول. |
| Nereye gittiğini biliyor gibisin, şimdi ne olacağını biliyor olmalısın. | Open Subtitles | حسنا,هيا انت تمشي و كأنك تعرف الى اين انت ذاهب لذا عليك ان تعرف ما الامر التالي |
| Burada herkesin ne hissettiğini biliyor gibisin. | Open Subtitles | يبدو أنك تعرفين الكثير عن الجميع يجب أن تترشحين |
| Buraya soru sormaya gelen biri için oldukça fazla şey biliyor gibisin. | Open Subtitles | يبدو أنّكَ تعرف الكثير، مقارنةً بشخصٍ آتي ليسألني |
| Kesinlikle ne yaptığını biliyor gibisin, Joan. | Open Subtitles | يبدو انك تعرفين ما تفعلين يافتاة |
| Sanki anlamını biliyor gibisin. | Open Subtitles | لديك هذه النظرة كما لو أنك تعرف ما أعنيه |
| Bu şey hakkında çok şey biliyor gibisin. | Open Subtitles | يبدو أنك تعرف الكثير عن هذا المخلوق |
| - Et ile ilgili bir şeyler biliyor gibisin. - Biliyor musun? | Open Subtitles | "يبدو أنك تعرف شيئا بخصوص "اللحم - هل تعرف شيئا ؟ |
| Çok biliyor gibisin? Nedir bu iş? | Open Subtitles | يبدو أنك تعرف الكثير ما هو المنصب ؟ |
| Hakkımızda çok şey biliyor gibisin. | Open Subtitles | يبدو أنك تعرف الكثير عنا |
| - Sen söyle. biliyor gibisin. | Open Subtitles | أخبرني أنت يبدو أنك تعرف |
| O hissi biliyor gibisin. | Open Subtitles | يبدو أنك تعرف هذا الإحساس. |
| Mark sen nasıl yapılacağını biliyor gibisin. Haydi gidelim. | Open Subtitles | مارك) , يبدو أنك تعرف كيف) . تعبر عن نفسك , دعنا نذهب |
| Evet. Onların hakkındaki her şeyi biliyor gibisin. | Open Subtitles | أجل، يبدو أنّك تعرف كل شيءٍ عنهم |
| Evet. Onların hakkındaki her şeyi biliyor gibisin. | Open Subtitles | أجل، يبدو أنّك تعرف كل شيءٍ عنهم |
| İşini biliyor gibisin. | Open Subtitles | يبدو أنّك تعرف طريقك جيداً |
| - Ne yaptığını biliyor gibisin. - Bakalım, göreceğiz. | Open Subtitles | ـ رائع، تبد و كأنك تعرف ما تفعل ـ أجل، سنرى |
| Bu kaza olayıyla ilgili bayağı şey biliyor gibisin. | Open Subtitles | يبدو أنك تعرفين الكثير بشأن تلك الحادثة بأي وكالة تعملين؟ |
| Ölüm hakkında yaşamdan çok daha fazla şey biliyor gibisin. | Open Subtitles | يبدو أنّكَ تعرف عن الموت أكثر من العيش |
| Çok şey biliyor gibisin. | Open Subtitles | يبدو انك تعرفين الكثير |
| Bizim butun hikayelerimizi biliyor gibisin. | Open Subtitles | كما لو أنك تعرف كل قصصنا |