| Bunu biliyoruz zaten, tecavüz eden erkek ortağıydı. | Open Subtitles | نعم ، نحن نعرف ذلك وشريكها قام بعملية الإغتصاب لا الإصابات متناسقه ومتسقه |
| Senin sorumluluk anlayışını biliyoruz zaten. Bu hiç hoş değildi. | Open Subtitles | نحن نعرف بخصوصكَ و بخصوص تعاملكَ مع المسؤوليات |
| Orada olduklarını biliyoruz zaten. Başka bir şey var mı? | Open Subtitles | حسناً، نحن نعرف أنهما كانا هناك، أي شيء آخر؟ |
| Sen ne iş olsa yapabilirsin! Bunu biliyoruz zaten. | Open Subtitles | بامكانك فعل أي شيء نحن نعرف ذلك حاليا |
| O yeri biliyoruz zaten. | Open Subtitles | نحن نعرف المكان بالفعل. فقد رأيناه. |
| Onu biliyoruz zaten. Başka bir şey yazıyor mu? | Open Subtitles | نحن نعرف هذا، هل هناك شئ آخر ؟ |
| Burada yazan her şeyi biliyoruz zaten. | Open Subtitles | نحن نعرف بالفعل كلّ ما يُوجد هنا. |
| Neler olduğunu biliyoruz zaten. | Open Subtitles | نحن نعرف مالذي حدث |
| Bunun işe yaramayacağını biliyoruz zaten. | Open Subtitles | نحن نعرف أن هذا لن يجدي بشيء |
| Kimin yaptığını biliyoruz zaten. | Open Subtitles | حسنا، نحن نعرف من يفعل هذا. |
| - Gitmiş! - biliyoruz zaten aptal. | Open Subtitles | لقد ذهب - نحن نعرف هذا يا غبى - |
| Mesele o değil. Yerini biliyoruz zaten. | Open Subtitles | نحن نعرف مكانها |
| Grimaud'un neden burada olduğunu biliyoruz zaten. | Open Subtitles | نحن نعرف سبب تواجد ( غريمود ) هنا |
| - Hayır, seni biliyoruz zaten. | Open Subtitles | -لا ، نحن نعرف عنك |