| Bill Gates: Yani, sanırım hayatımızda bu parayı nasıl geri vereceğimizi bulmak için birlikte çalışacağımız bir dönem olacağı için heyecanlıydık. | TED | بيل: حسنا، أعتقد أننا كنا متحمسين أن تكون هناك مرحلة من حياتنا حيث نعمل سوية وأن نعرف كبفية إعادة هذا المال. |
| İşte bu yüzden Bill Gates Çin'de ileri reaktör geliştiriyor. | TED | لهذا السبب فإن بيل جيتس في الصين لتطوير مفاعلات متقدمة. |
| Bill Walton'dı. Yine bir yere maça giderken, otobüse binmeye geldi. | TED | بيل والتون, مقبلاً لأخذ الحافلة, كنا مغادرين إلى مكان ما للعب. |
| Web tasarımı, Bill Gates için çalışmak. Buraya bu yüzden taşınmadık mı zaten? | Open Subtitles | تصميم المواقع الإلكترونية، والعمل لبيل جيتس، أعني، ليس هذا هو السبب انتقلنا هنا؟ |
| Neden ben, Jimmy ve Bill oraya gidip onlarla konuşmuyoruz? | Open Subtitles | انظر, لماذا لا اهبط هناك مع جيمي وبيل واتحدث اليهم |
| Profilin, Buffalo Bill'i zamanında yakalayıp Catherine'ı kurtarmaya yardım ederse, senatör seni New York'a... | Open Subtitles | اذا ما كان بامكانك مساعدتنا ان نمسك ببيل الثور , لننقذ كاثرين مارتين فى الوقت المناسب فان السيناتور تعدك بان يتم نقلك |
| Sonunda Bill'i bizim evin bir blok uzağında, devlet okulunun oyun bahçesinde buldum. | TED | حسنا ، وأخيرا وجدت بيل بعيدا عن بيتنا بزقاق في ملعب المدرسة العامة. |
| Bill ve Diane beni eve götürecekler. Bakıcıyla da ilgilenmeliyim. | Open Subtitles | نعم ، بيل و دايان سيقلاني للمنزل أنا جد متعبة |
| Müthiş Adam Bob Cormier, Bill Travis'e bir baktı ve Wiggins'in üstüne kustu. | Open Subtitles | الزعيم بوب كورمير القى نظرة على بيل ترافيس ومن ثم تقيأ على ويجنس |
| Keşke Bill de burada olsaydı... ama bazı sorunlarımız oldu. | Open Subtitles | أتمنى أن يكون بيل هنا لكن لدينا قليل من المشاكل |
| Bill seni bütün dünyanın gözü önünde nasıI böyle rezil edebilir... hiç anlamıyorum. | Open Subtitles | كيف استطاع بيل أن يهينك هكذا أمام العالم بأكمله لكن فقط من ورائي |
| - Belki birleşme... Bill'in şirketini 21.yüzyıla taşıyacak belkide taşımayacak. | Open Subtitles | لنقل شركات بيل إلى القرن الحادى والعشرون وربما لا يكون |
| Biliyorum Bill. Yemin etmiştin, Bu savaş savaşçıların arasında olacaktı . | Open Subtitles | أعلم يا بيل أنك أقسمت على تكون هذه معركة بين المحاربين |
| Yarın Pressline 'da Deborah Connors 'ın konuğu eski Başkan Bill Clinton. | Open Subtitles | غدا علي، بريس لاين حديث ديبورا كونورز مع الرئيس السابق بيل كلنتون |
| Haftaya seçim var ve şimdiye dek Bill Parker rakipsizdi. | Open Subtitles | هناك انتخابات الاسبوع المقبل، وحتى الآن بيل باركر يستخدم بالتزكية. |
| Bill Parker iyi gibi ama Debra Barone'a oy vereceğim galiba. | Open Subtitles | بيل باركر تبدو جيدة، ولكن سوف اصوت ربما لهذا بارون ديبرا. |
| Ama aday Bill Parker'ın ilginç bir programı olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | ولكني فكرت فقط أن بيل باركر المرشح وكان منبرا للاهتمام. |
| Tom, Bill'i etkilemek için Bensonların evine doğru yola çıktı. | Open Subtitles | تَوجّهَ توم إلى بيتِ هينسون لكي يسدد ضربة الى بيل |
| Konuşursa bize ve Bill'e ne olacağını bir düşün. | Open Subtitles | اذا تكلم.. فكرى ماذا سيحدث لنا فكرى ماذا سيحدث لبيل |
| Eminim Bill'in asılmasını istemezsin. | Open Subtitles | لا تريدين ان يحدث هذا.. ليس لبيل اليس كذلك؟ |
| Bill Cosby nerden çıktığı belli değil gibi koşarak cüceye girişti. | Open Subtitles | وبيل كوسبي .. يخرج من لا مكان و يبدأ في ضربه |
| Bill'le profesyonel şekilde ilgilendiğini anlıyorum. | Open Subtitles | استطيع أنْ أرى أنّكِ تعتنين ببيل مهنياً. |