| Otobüse bindi. Yaklaşık on metre gittik, sonra birden delirdi. | Open Subtitles | نعم، لقد ركب الحافلة ثم بعد 4 خطوات جن جنونه | 
| Büyük bir güçle açtı ve aceleyle arabaya bindi. | Open Subtitles | لقد اغلقه بقوة ثم غادر و ركب سيارته سريعا | 
| Arabaya bindi ve 8 km uzaklıktaki Golden Gate Parkı'na doğru gitti. | Open Subtitles | ركبت سيارتها وذهبت إلى حديقة البوابة الذهبية خمسة أميال | 
| Çok ısrar etti ben de: "Hayır." diyemedim. Arabaya bindi ve hızlanmaya başladı. | Open Subtitles | لذا ركبت في السيارة ثم بدأت تقود أسرع فأسرع | 
| Yanlış gemiye bindi ve vuruldu. | Open Subtitles | لقد صعد على السفينة الخطأ واطلق عليه النار | 
| - Evet. Görüşürüz. - Herkes bindi mi? | Open Subtitles | ـ نعم ، أراك قريباً ـ الجميع على متن الباخرة ؟ | 
| Görevli Kamal'i Heathrow'a kadar izledi. Delhi'ye giden uçağa bindi. | Open Subtitles | رجلنا قام باتباعه الى هيزرو حيث استقل طائره الى دلهى | 
| Tekrar arabasına bindi, kasabaya doğru dönüyordu, ama sarhoştu ve kaza yaptı. | Open Subtitles | ركب مرة أخرى في السيارة , قادها عائدا إلى المدينة , لكنه كان سكران , فاصدطم. | 
| Babam çocuklarının annesi ve çocuklarına çiçek almak için motosikletine bindi. | Open Subtitles | ,بعد أن سمع الأخبار ركب أبي درّاجته الرائعة جداً ليشتري لأمّ طفلته و أطفاله القادمين | 
| Stüdyoya geri gelmek ve bunu kendi başına halletmek için o uçağa bindi | Open Subtitles | جاريد لم يكن يرغب لذلك ركب الطائرة لكي يأتي الى الاستديو | 
| O ölü nasıl bir çift paten üzerinde nasıl dengede tuttuğunu bilemeyeceğim, ama partideki her çocuk ona bir kere bindi. | Open Subtitles | ..كيف حافظت على توازن ذلك المهر الميت على زوجين من المزاليج ..لن أعرف أبداً كيف ذلك لكن كل طفل في تلك الحفلة ركب عليه | 
| Ve Kertenkele senin için özlem dolu ve o yüzden bu uçağa bindi ve geliyor, sırf seni görmek için. | Open Subtitles | وأنا مشتاق لك جداً أيها الوغد ولقد ركبت هذه الطائره فقط لرؤيتك | 
| Dünya Savaşı'nı bitirecek bir adamla bindi. | Open Subtitles | تلك المرأة ركبت الطائرة مع رجل ، و الذي كان ذاهباً لإنهاء الحرب العالمية الثانية | 
| Yaralarına rağmen, arabasına bindi zorla sürdü. | Open Subtitles | ورغم إصاباتها، ركبت سيارتها وبدأت القيادة. | 
| Moorwen o karakolda mı geminize bindi? | Open Subtitles | ومن ذلك المكان صعد الموروين الخاص بك على متن السفينة؟ | 
| Terk edildiğini sandım. Sürücüsü otobüse bindi. | Open Subtitles | لقد ظننت انها مهجورة الرجل الذي كان يقودها صعد الحافلة | 
| Sahilde bir adam vardı ve bir gemiye bindi; güvende olduğunu düşünüyordu. | Open Subtitles | هذا الشاب كان ملقى على الشاطىء ثم يجد نفسه على متن سفينه فظن أنه قد أصبح امناً | 
| Elleri görebilir miyim? -- Bu salonda kaçınız geçtiğimiz yıl uçağa bindi? | TED | هل ترفعون ايديكم كم شخص منكم استقل الطائرة خلال السنة الماضية؟ | 
| Birisi pencereden atlayıp bir minibüse bindi. | Open Subtitles | شخص ما قفذ من النافذة وركب أحدى الشاحنات الصغيرة | 
| Daha erken yola çıkan araçlardan birine bindi. Muhtemelen bombalananlardan biriydi. | Open Subtitles | فهو لم يركب معنا فى القافلة التى غادرت قبل القصف | 
| Akabinde,Ben indim ve o bindi bu biraz sıra dışıydı,... ...Sonrasında kendi etrafında döndü ve 6 metre kadar gitti,... ...sonra geri döndü bütün gücüyle gülüyordu. | TED | فنزلت، وركبت هي، وكان الأمر طبيعياً قليلاً، آه، ثم انعطفت، وابتعدت عني 20 قدماً، ثم دارت، يعلو وجهها ابتسامة عريضة. | 
| Bir asansöre bindim, 26. kata bastım, bir adam asansöre bindi ve 27. kata bastı... | Open Subtitles | صعدت في المصعد وضغطت 26 ثم دخل رجل وضغط 27 | 
| Liman caddesi, Nordhoff yakınlarında. Az önce bir taksiye bindi. | Open Subtitles | (شارع (بورت)، قرب (نوردوف إستقل سيارة أجرة للتو | 
| Ama arabaya bindi. Buradaki herkes gibi o da bu uçağa bindi. | Open Subtitles | لكنها استقلت السيارة و صعدت الطائرة مثل اي شص آخر | 
| Onun için bir anlamı varken bindi. | Open Subtitles | حسناً، هو ركبه عندما عنى شيئا إليه | 
| Yanlış otobüse bindi. | Open Subtitles | لقد استقلّت الحافلة الخطأ. | 
| Onlardan dördü bir uçağa bindi. | Open Subtitles | أربعة منهم ركبوا على متن الطائرة | 
| bindi, bilezikler, bir kaç güzel söz, seni seviyorumlar.. | Open Subtitles | العاطفة.. زواج الطبقة المتوسطة بيندي.. |